Hükümetin Milli Eğitim tercihi

A -
A +

Dünkü yazımda Antalya izlenimlerimin bir kısmını aktarmıştım. Yeni eğitim ve öğretim yılıyla ilgili yapılan törende eğitimle ilgili verilen mesajları da bugüne bırakmıştım. Yıllardır hep duyarız, tüm etkili ve yetkili ağızlar ülkemizin en önemli meselesinin eğitim olduğunu söylerler. Ben en azından kendi adıma bu söylemi, 30 yıldır duyuyorum. Ama iş icraata gelince bir arpa boyu yol alınmaz. Gerçekten de söylenenler doğru, en önemli meselemiz eğitim. Türkiye'nin en önemli avantajları; genç ve dinamik bir nüfus yapısına sahip olması, coğrafi olarak bir enerji köprüsü ve üssü konumunda bulunması, AB ile müzakerelere başlamış olan ve demokrasinin eksikleri de olsa var olduğu tek İslam ülkesi olması. Genç ve dinamik bir nüfusun varlığı önemli bir artı değer. En büyük zenginlik kaynağı; eğitimli-sağlıklı ve idealist genç bir nüfusa sahip olmak. Cahil veya yanlış eğitilmiş bir genç nüfusun hiçbir önemi yok. Dünyada geri kalmışlığın temelinde cehalet vardır. Ülkelerin gelişmişlik seviyeleri ile zenginlikleri arasında bir paralellik bulunur. Hiç kuşkusuz ki, kalkınmanın en önemli unsuru eğitimdir. Antalya Haşim İşcan Kültür Merkezi'nde yapılan eğitim yılı açılış töreninde ilginç tespitler vardı. Milli Eğitim Bakanı eğitim alanında sorunların hâlâ varolduğunu kabul ediyor, "iyinin düşmanı en iyidir" diyor. Bu alanda sorunların bitmediğinin -her şeyin güllük-gülistanlık olmadığının altını çiziyor. Ama 3,5 yıllık iktidarları döneminde, önceki iktidarlarla kıyaslandığında 20-30 yıla bedel mesafeler katettiklerini söylüyor. Bu mesafeyi yeterli bulmuyor ama alınan mesafenin ısrarla görmezlikten gelinmesine, 3,5 yıldır geceli gündüzlü gösterilen olağanüstü gayretlerin; YÖK-türban ve imam hatipler üçgenine sıkıştırılıp üzerine sünger çekilmesine adeta isyan ediyor. Erdoğan'ın birinci önceliği eğitim Başbakan Erdoğan ise üç önemli önceliğe dikkat çekiyor; Eğitim- sağlık-adalet. Başbakan, eğitimi birinci önceliğe koyuyor. "Cumhuriyet tarihinde ilk kez en büyük bütçeyi eğitime ayırdık. 3,5 yılda devlet kurumlarına alınan personelin yüzde ellisini Milli Eğitim Bakanlığı'nda istihdam ettik." diyor. Bununla yetinmeyip "Tüm bakanlıklar bir yana Milli Eğitim bir yana" diye konuşuyor. Bu değerlendirme, Başbakanın eğitim meselesini hangi ölçüde önemsediğini açıkça gösteriyor. Bu kadar çabayı imam hatip-türban tartışmasına indirgemek, yapılan her güzel şeyi, bunca yatırımı, yeniliği ve çabayı bu alanın içine hapsetmek ve sürekli bu konuları gündemde tutmak eğitim alanında emek sarfeden herkese ve eğitim meselemize ciddi bir haksızlıktır. Tüm siyasi partilerin programında YÖK eleştiriliyor ve antidemokratik bir kurum olduğu belirtilerek değiştirileceği vaat ediliyor. AK Parti de programına yazdığını uygulamak istedi. Baktı ki bu konuda uzlaşma ortamı sağlanmadı vaadini erteledi. YÖK'ün, Milli Eğitim Bakanlığı'nı yönetmek ve yönlendirmek gibi bir yetkisi yok. İmam hatipler meselesine gelince; konu gereğinden çok fazla abartıldı. Mesleki eğitim denince, bu alanın küçük bir parçası olan imam hatipler hep akla getirildi ve ön plana çıkarıldı. Sanayimizin ciddi ihtiyacı olan mesleki eğitim, bu küçük oran için adeta feda edildi. İnsanların siyasi görüşlerini beğenmeyebilirsiniz, onlardan farklı düşünebilirsiniz. Ama ideolojik gözlüklerinizi takıp bardağın yüzde seksen dolu olan tarafını hiç görmeden, gece-gündüz yüzde yirmilik boş kısmı gündemde tutmaya çalışırsanız haksızlık etmiş olursunuz, inandırıcılık sorunu yaşarsınız. Bu iktidardan ve onun açık sözlü-sözünü esirgemeyen, kimseye eyvallah etmeden işine bakan bakanından hazzetmeyebilirsiniz ama yiğidi öldürüp hakkını vermek en basitinden insan olmanın gereğidir. Eğitim hizmetlerinden bazıları Bazılarının gece rüyalarına giren o bakanın ve hükümetinin eğitim alanında yaptıkları birkaç faaliyeti sıralamak gönlünüzü açmasa da gözünüzü açabilir. * MEB'e en büyük bütçenin tahsisi * 3,5 yılda 80 bin derslik yapımı * 175 bin kız çocuğunun eğitime başlatılması * 40 yıldır değişmeyen ezberci müfredatın çağın koşullarına uygun hale getirilmesi * Okulların yüzde doksanına ADSL ile internet bağlantısının yapılması * Okullara 406 bin bilgisayarın tahsisi * İlk ve orta öğretimde ders kitaplarının ücretsiz verilmesi * Okul kayıtlarının internetten yapılması * 15 yeni üniversitenin kurulması * Üniversite öğrencilerine ödenen kredi ve burs miktarlarının üç yılda yüzde yüz 89 artması 3,5 yılda yapılanların bazılarını sıraladım. İdeoloji gözümüzü kör etmemeli, yanlış yaptıklarında bu insanları eleştirelim, ama yaptıkları bunca güzel şeyleri de alkışlama olgunluğunu gösterelim. Aksi takdirde eleştirilerimizi ciddiye almazlar. Yeni eğitim ve öğretim yılının tüm eğitim camiasına hayırlı olmasını diliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.