Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarının bozulmasından kâr umanlar şimdi Cumhuriyet'in iki temel kurumu olan Türk Silahlı Kuvvetleri ile hükümeti bir çatışma içinde gibi göstermek istiyorlar. İddianamede yer alan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'la ilgili iddialar bu çevrelerin en büyük kozu. Hukuki çevrelerin ilk tespiti iddianame hukuki bir metin değil de daha ziyade kaynağı belirsiz ihbar mektuplarını, birtakım bölgesel söylentileri aktaran bir makale gibi kaleme alınmış. Halbuki hukukta iddiaların hukuken geçerli delillere dayanması gerekir. Unutmayalım ki; hükmü savcı değil yargıçlar verecek. Dedikodu üzerine kurulmuş iddianame ne kadar yanlışsa dedikodu üzerine haber yorum yapmak da o kadar yanlıştır. Şunu açık yüreklilikle söyleyelim ki; kendisini çok iyi tanıyan bir gazeteci olarak Orgeneral Büyükanıt ile ilgili iddialara hiçbir şekilde katılmıyorum. Genelkurmay Başkanlığını engellemek için ortaya atılan bu iddialar Büyükanıt'a değil en çok Türk Silahlı Kuvvetlerine zarar verir. İddianame ile ilgili bu değerlendirmelerimin haricinde dikkatinizi çekmek istediğim bir başka konu var. Krizden beslenen çevreler Şemdinli İddianamesini bağımsız yargının bir çalışması değil de "hükümetin" sözde siyasi emellerinin bir uzantısı gibi göstermek istiyorlar. Sanki Savcı, hükümetin baskısıyla böyle bir iddianame hazırlamış. Savcı Hükümetin amacına hizmet ediyormuş. Hiç akıl mantık alıyor mu bu iddiaları? Yeryüzünde hangi hükümet, kendi ülkesinin silahlı kuvvetlerini yıpratmak gibi bir amaca sahip olabilir? Hele hele ordusunun mazisi Milattan Önce 209'a dayanan, yani neyin ne olduğunun sadece kanunlarla değil, geleneklerle de sabit olduğu bir ülkede, böylesi bir yanlışlık mümkün olabilir mi? Türkiye'de seçimle gelen ve üç yıldır da icraatını ortaya koyan hükümetten rahatsız olan ama ellerinden bir şey gelmediği için ayak oyunlarına tevessül eden bir çevre var. Oysa böylesi bir durum var olan hükümeti yıpratmanın çok ötesinde tehlikeler barındıran bir durum. Çünkü bu tarz oyunlar, devletimizi derinden sarsacak bir değerler bunalımına sebep olabilir. Bu yüzden de kendi adıma işleyen ve henüz sonuç alınmamış bir rutinden "kriz" gibi bahsetmeye çalışan bir zihniyete iyi gözle bakmama hakkım olduğunu düşünüyorum. İstikrar adlı müthiş ilacın tedavisi devam ederken, böylesi marazi haberlerden menfaat ummayı kimse aklına getirmesin. Spekülasyonlar zarar verir Ben eminim ki Şemdinli olayına dahil olan bir silahlı kuvvetler mensubu var ise olan bitenin yapanın yanına kâr kalmayacağı kesindir. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri böylesi yanlışların üstünü örtmeyecek kadar tecrübe ve basiret sahibidir. Bu noktada Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini, ufukta kimilerinin özlemi olan çatışmanın değil tam tersine istikrarın olacağının işareti olarak okumak mümkün: "Herkesi üstüne düşen sorumluluğu hakkıyla taşımaya, bu ülkeyi kendi vehimleriyle meşgul etmekten vazgeçmeye çağırıyorum. Öncelikle ifade etmek istiyorum ki, ortada henüz oluşmuş bir yargı kararı yokken, tamamen spekülasyonlara dayalı olarak bu iki kurumumuzu yıpratmak kimsenin hakkı değildir. Çok tecrübeli devlet adamı Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in dediği gibi: "Yargı ve orduyu yıpratmayalım. Bu iki kurumun da yedeği yoktur. Hepimiz sorumlu davranmak ve hukukun ruhuna uygun sağduyulu hareket etmek durumundayız. Kimse, bu ülkenin değerli siyasetçileri, değerli hakim ve savcıları ve değerli komutanları üzerinden siyasi menfaat devşirmeye kalkışmasın. Özellikle de ülkemizin saygın komutanları üzerinden Türk Silahlı Kuvvetlerimizi zaaf içerisinde gösterme çabaları kimseye bir şey kazandırmaz..." Genelkurmay Başkanlığı'nın yayınladığı basın açıklaması da henüz Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Genelkurmay'a konuyla ilgili hiçbir şeyin intikal etmediği ve "yasal süreç" ne ise işletileceği yönünde. Buna karşılık kimilerine göre ise sanki kıyamet kopmuş durumda. Bu olay terör örgütü PKK, bölücüler ve kriz ortamından medet umanların işine yaramıştır. Ancak endişe etmeyin. Böylesi basiretli bir yaklaşım hakim olursa Türkiye bu tuzağa bir daha düşmez... Herkes buna emin olsun.