İnadına AK Parti!

Yazımın başlığına koyduğum bu söz bana ait değil. Geçtiğimiz hafta sonu Tokat ve Yozgat'ı gezdim. Üç günlük seyahatim esnasında, her sosyal tabakadan insanla temas kurup onların son aylardaki siyasi gelişmeler ile ilgili düşüncelerini ve 22 Temmuz seçimlerinde nasıl bir yol izleyeceklerine ilişkin değerlendirmelerini almaya çalıştım. Orta ölçekli esnafla, fakir fukara ile, köylü vatandaşlarla sohbet ettim. Emin olun hayretler içerisinde kaldım. Vatandaş Ankara'da olup biten herşeyin farkında. Türk insanı artık uyanmış. Siyaset mühendislerinin işi artık çok zor. Millet tezgaha gelmiyor, sağduyusu ile olup biten herşeyi ve perde arkasında dönen dolapları görüyor. 'Bu seçimlerde oyunuzu hangi partiye vereceksiniz?' tarzındaki soruma, neredeyse yüzde seksen "İnadına AK Parti'ye, inadına Tayyip'e oy vereceğiz" diye cevap veriyorlar. Neden inadına diye sorduğumuzda ise, eteğindeki tüm taşları döküyor ve siyaset kurumuna, demokrasiye yapılan müdahalelere sandıkta tepki vereceğini söylüyorlar. Görüştüğümüz insanların bir kısmı da, " Aslında AK Parti güzel işler yaptı. Hiçbir şeye zam gelmedi. Fakir-fukara gözetildi. Köylerimize hiçbir ayrım yapmadan hizmet getirdiler. Biz oy vermeyi düşünüyorduk AK Parti'ye. Ama bu son olaylardan sonra oy verirsek çevremiz bizi aforoz eder" diyor. Buyurun size tam bir cepheleşme-tam bir kutuplaşma. MHP'li esnafla sohbet MHP'li olduklarını bildiğim bir esnaf grubu ile sohbet ediyorum. Onlar da "Bu son gelişmeler olmasaydı MHP'ye oyumuzu verecektik. Ama Abdullah Gül'e yapılan haksızlığı içimize sindiremiyoruz. Madem bütün solu devlet zoru ile birleştirdiler biz de oylarımızı bölmeyeceğiz ve sola karşı AK Parti'de oylarımızı toplayacağız ve onların oyunlarını bozacağız" diyorlar. Bir grup öğretmen arkadaşlarla beraber eskiden DYP'den belediye başkan adayı olmuş bir esnafın dükkânında çay içiyoruz. Onlara, seçmenin DYP-ANAP birleşmesine nasıl baktığını soruyorum ama beni sorduğuma pişman ediyorlar. Kısacası Anadolu'da son bir aydır olup bitenlerle ilgili olarak, vatandaş DYP ve ANAP'ı suçluyor. "Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olmasını onlar engelledi. CHP'nin tutumunu zaten biliyorduk ama sağda siyaset yapan bu iki partinin bu konuda CHP'ye, Baykal'a destek vermelerini asla unutmayacağız ve sandıkta hesabını soracağız" diye konuşuyorlar. Kısacası Sayın Ağar ve Sayın Mumcu'ya şiddetli tepki var, bu iki kentte. İşleri zor... CHP sırtını yüksek yargıya dayamış... Vatandaş; CHP'nin sırtını yüksek yargıya ve bürokrasiye dayadığını, bürokrasi ve yargının da AK Parti'ye, Erdoğan ve Gül'e haksızlık yaptığını düşünüyor. "Onların yaptığı haksızlıklar engellemeler olmasa idi belki de AK Parti'ye oy vermeyecektim. Ama madem milletin iradesini engelliyorlar, ben de inadına AK Parti'ye oy vereceğim diyor. "Bizi yönetmek isteyen bizden destek almalı başka yerden değil" diye değerlendirme yapıyor. CHP'nin cumhurbaşkanlığı seçimini Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi, DYP ve ANAP'ın cumhurbaşkanlığı seçimi oylamasında Meclis'e gelmeyerek CHP'nin yanında görüntü vermesi, konu Anayasa Mahkemesi'ne taşınmışken Genelkurmay Başkanlığı'nın bildiri yayınlaması ve bu bildiriden sonra Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin talebini haklı bularak Gül'ün adaylığının engellenmesi Anadolu'da AK Parti'ye ve Sayın Gül'e yapılmış haklı olmayan-inandırıcı olmaktan uzak vicdanları acıtan ciddi bir haksızlık olarak görülüyor. İktidarda olmaları nedeniyle oy oranı düşmesi gereken AK Parti'nin, bu son gelişmelerden sonra oylarının 2002'ye göre daha da artacağı görülüyor. Siyaset mühendislerine duyurulur. Yeni tedbirler almaları lazım. Çünkü senaryoları tersine sonuçlar vermiş.