İnadına güçlü iktidar getirin

2007 seçimleri öncesinde, "AK Parti iktidara gelirse Türkiye Malezya olacak. İran'a benzeyecek. İrtica gelecek, laik düzen yok edilecek. Modern yaşam tarzlarına müdahale edilecek" korku ve kaygısını topluma pompalayan iç ve dış odaklar ve onların sesi durumundaki malum medya şimdi de yeni korku ve kaygılar pompalıyor. "AK Parti 330'un üzerinde milletvekili çıkarırsa Türkiye tek adam yönetimine doğru gidecek. Erdoğan otoriterleşecek" kampanyasını ısrarla sürdürüyorlar. Diğer bir iddiaları da "Eğer AK Parti 330'un üzerinde oy alırsa tek başına yeni bir anayasa yapacak ve bu anayasa, Türkiye'yi bölecek." Bu kampanyaya; Yahudi sermayesi ile kurulmuş Amerikan ve İngiliz medyası da destek veriyor. Onlar iç sorunlarını demokratik bir Anayasa ile çözmüş, ekonomik olarak kimseye muhtaç olmayan, kendi dış politikasını bağımsız olarak kendisi belirleyen bir Türkiye istemiyorlar. Çünkü onlar da çok iyi biliyor ki, Kürt sorununu, sosyal grupların karşılaştığı diğer sorunları çözmüş ve iç barışını sağlamış bir Türkiye'yi tutmak mümkün değil. Yeni demokratik özgürlükçü bir anayasa yapılmadan bu iç sorunların çözülemeyeceğini gayet iyi biliyorlar. Onun için AK Parti'nin yeni bir anayasa yapabilecek sayıda milletvekili çıkarmasını, güçlü bir hükümet oluşmasını istemiyorlar. Demokratik yollarla iktidara gelmiş bir siyasi partiyi, "Balyoz-Sarıkız-Ayışığı" gibi darbe planları ile işbaşından götürmek isteyenlere, bu maksatla 'askerinden politikacısına, gazetecisinden iş adamına, profesöründen bürokratına' yargı eli ile hesap sormak diktatörlük müdür? Ergenekon Davası nedeniyle sorgulanan gazetecilerin hukuk karşısında ayrıcalığı mı var? Bu ülkenin basınının darbeleri, muhtıraları destekleme ve teşvik etme konusundaki sicili temiz mi?Siyasi partileri dizayn etmeye çalışmak bir iş adamının görevi midir? "Ya iş adamlığı yap ya da gel siyasete soyun" demek iş adamına baskı mıdır? Kendisine hakaret eden, ailesine ve çocuklarına çamur atan gazeteciye cevap verme hakkını kullanmak diktatörlük müdür? Sahici olmak kötü bir şey mi? Devlete, bürokrasiye ve yargıya sızmış illegal yapıları, derin oluşumları ve çeteleri tespit edip adalete teslim etmek toplumu baskı altında tutmak mıdır? Yeni özgürlükçü bir anayasa neden Türkiye'yi bölsün. İnsanlara bireysel hak ve özgürlüklerini vermek, kültür ve kimliklerinin gereğini yaşamalarını temin etmek Türkiye'yi birleştirir. Bu hakları vermez iseniz o insanları kaybeder ayrılığı teşvik etmiş olursunuz. Bir taraftan CHP; MHP ve BDP diğer yandan son zamanlarını yaşayan derin yapılar diğer yandan dünyadaki güçlü İsrail lobileri, Başbakan Erdoğan'ın 330'un altında kalmasını istiyor ve bunun için çalışıyorlar. Bu nasıl ilginç bir iş birliği? Bu ne tuhaf bir amaç birliği ve yol arkadaşlığı? Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için güçlü hükümetlere ve demokratik bir anayasaya ihtiyacı var. Çetelere; derin yapılara, asalak sermayeye ve İsrail lobilerine inat pazar günü sandığa gidin ve sandıktan güçlü bir iktidar çıkarın. Herkese sandıkta iyi bir ders verin.