İncelemeden hayır demek yanlış

A -
A +

12 Eylül darbesi ürünü anayasada 26 maddelik önemli değişiklikleri yapan düzenlemeye itiraz edenleri anlamaya çalışıyorum. İtirazların çoğu paketteki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Anayasa Mahkemesi (AYM)'nin yapısını düzenleyen iki maddeye ilişkin. Paketin diğer 24 maddesine pek itiraz eden yok. Peki, bu iki maddeye neden itiraz ediliyor? Bu iki maddenin hem eski halini hem de önerilen yeni halini detaylı inceledim, ilmine güvendiğim hukukçularla tartıştım. Öncelikle şu tespitimi sizlerle paylaşmalıyım; hem HSYK'nın hem de AYM'nin önerilen yeni yapısı, yetkileri şu andaki mevcut yapıdan daha demokratik, AB normlarına daha yakın. Ben bu iki madde nedeniyle referandumda "hayır" oyu vermeyi düşünenlere şunu tavsiye ediyorum; Lütfen bu iki maddenin eski hali ile yeni halini yan yana koyup detaylı olarak inceleyin. Ondan sonra kararınızı verin. Mevcut durumda Adalet Bakanı ve müsteşarını saymazsak HSYK 5 üyeden oluşuyor. 5 üyenin 3'ü Yargıtay'dan, 2'si Danıştay'dan seçiliyor. Bu seçimi sayıları 350 civarında olan Yargıtay ve Danıştay üyeleri yapıyor. 12 bin 500 hâkim ve savcının, "atama-nakil-görevlendirme -terfi-sicil-yükselme" gibi tüm işlemlerini bu 5 kişi yapıyor. Kararları gizli-kapalı ve kararlarına karşı yargı yoluna başvurulamıyor. 4 bin 500 civarındaki 1'inci sınıf hakim ve savcı arasından boşalan Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine üye seçimini bu 5 kişi yapıyor. Yani işin Türkçesi; 350 Yargıtay ve Danıştay üyesi HSYK'nın 5 üyesini, HSYK'nın 5 üyesi de 4 bin 500 birinci sınıf hâkim ve savcı arasından Yargıtay ve Danıştay'ın üyelerini seçiyor. Allah aşkına böyle bir seçim yöntemi ile seçilen bir kurulun, gerçekten bağımsız ve tarafsız olması mümkün mü? Bu yapıya göre HSYK'da torpiliniz yoksa ağzınızla kuş tutsanız bile Yargıtay veya Danıştay üyesi olamazsınız deniliyor. Bizzat yargı mensupları "HSYK'da adamınız yoksa etkin bir göreve gelmeniz veya iyi bir yere tayin olmanız mümkün değil" iddiasını dile getiriyorlar. "Nakil ve atama dönemlerinde savcı ve hâkimler, bakanlığa mı gidiyor yoksa HSYK'ya mı? Buna bakın anlarsınız her şeyi" diye konuşuyorlar. Daha vahim bir iddiaları da var. Diyorlar ki: "Bir savcı veya hâkime HSYK dışında kimse müdahale edemez. Savcı ve hâkimler sadece HSYK'dan çekinir. Önemli davalara ancak HSYK aracılığı ile müdahale edilebilir." İşte mevcut durum bu. İşin tuhaf tarafı, genellikle HSYK üyelerinin aynı siyasi ideolojiye sahip Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından seçildiği iddiası da çok yaygın. Yüksek yargıyı kendi arka bahçesi olarak gören CHP'nin bu değişikliğe itirazı bu yüzden olsa gerek. Mevcut yapıda müsteşar olmadan karar alınamıyor. Tüm hâkim ve savcıların denetimi Adalet Bakanı'na bağlı adalet müfettişleri tarafından yapılmaktadır. Sayıları 350 civarında olan yüksek yargı mensubunun dışındaki hâkim ve savcılar kurula üye olamıyor. Bu kurulun sekretaryası ve bütçesi yok. Şemdinli Savcısı'nı anasından doğduğuna pişman eden yapı bu, hem de Genelkurmay Başkanı'nın ricasıyla... Bu yapının bağımsız ve tarafsız olduğunu kimse iddia etmesin lütfen. Yarınki yazım HSYK'nın yeni yapısı ile ilgili olacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.