Irak'ta uygulanacak siyasi modelin ne olacağına Şubat ayı sonuna kadar karar verilecek. Bugün itibariyle üç model üzerinde duruluyor. Birinci model; 18 ili kapsayan, her ili bir eyalet olarak tanımlayan Amerika'dakine benzer bir eyalet sistemi. Bu model başlangıçtan bu yana Amerikalıların sıcak baktığı bir model. 15 Kasım 2003 tarihinde sivil yönetici Paul Bremer ile o dönemde Irak Geçici Hükümet Konseyi Başkanı olan Celal Talabani arasında imzalanan politik süreç anlaşmasında, Irak'ın federal düzenlemesi ile ilgili bir madde var. Madde aynen şöyle; "Irak' ın federal düzenlemesi illeri kapsar." Ancak Barzani'nin ciddi tepkisi ile karşılaşan Talabani de illere dayalı federatif yapı tezinden çark etti. Kürt gruplar da bu modele şiddetle karşı çıkıyorlar. Irak' ta siyasi alanda bu model uygulanırsa yıllardır elde ettikleri kazanımları kaybedeceklerini düşünüyorlar. İkinci konuşulan model, etnik esasa dayalı federatif bir yapı. Bu modeli öneren ve ısrarla savunan Kürt gruplar. Irak'ın, Kürt bölgesi, Sünni Arap bölgesi ve Şii Arap bölgesi olarak üçe ayrılmasını ve Kerkük, Musul gibi petrol bölgelerinin Kürt bölgesine dahil edilmesini öngörüyorlar. Irak'ın komşuları, Irak'taki Şii ve Sünni Araplar, Türkmenler bu öneriyi şiddetle reddediyorlar. Tartışılan üçüncü model ise Irak'ın toprak bütünlüğünü koruyan, üniter yapısını muhafaza eden güçlü bir merkezi idarenin kurulması. Söz sahibi ABD Bu üç siyasi modelden birisine karar verilecek ama işin gerçeği bu kararı verecek olan Amerika Birleşik Devletleri. Kürt gruplar kendi savundukları modelin esas alınması için ABD'ye çok ciddi baskılar yapıyorlar. Basını bilgilendirme brifinginde Orgeneral Başbuğ, Irak'ta tercih edilecek siyasi model ile ilgili olarak "Etnik yapıya dayalı bir federasyon olursa Irak'ın geleceği çok zor ve çok kanlı olur" açıklamasını yaptı. Şii lider El-Hakim'in Ankara ziyareti sırasında Başbakan Erdoğan da "Irak parçalanırsa komşuları müdahil olur. Türkiye'nin bu görüşünü İran ve Suriye de paylaşıyor" tarzında benzer bir değerlendirmede bulundu. Ankara, Irak'ın kuzeyinde etnik esaslı federasyon girişimine çok sert tepki vereceği mesajlarını ilgili çevrelere duyuruyor. TSK siyasi model arayış sürecini önemsiyor. Genelkurmay Başkanlığı, TSK'nın ve Dışişleri Bakanlığının bu süreçte etkili olabilme amacıyla yapılması gereken her şeyi yaptığını duyuruyor ve kamuoyunun tüm kesimlerinin de bu süreçte etkili olmasını öneriyor. Türkiye'nin kaygısı PKK Biz ülke olarak Irak'ta karar mekanizmasında değiliz ama yapabileceğimiz çok şey var. ABD ile ilişkiler yakın tutulabilirse, Irak'taki Şii ve Sünni Arap liderlerle dirsek temasına geçilip sıcak ilişkiler geliştirilirse bu süreçte etkili olunabilir. Etnik esasa dayalı federatif yapının Irak'ı parçalayacağı, bölgeyi etnik ve mezhep çatışmalarına sürükleyeceği bölgedeki tüm gruplara ve komşu ülkelere anlatılmalıdır. Zaten ABD' nin, Irak'taki yanlış hareket tarzları Türkiye ve komşularını, Irak politikası konusunda yakınlaştırmıştır. Bunu fark eden Washington yönetimi sivil yönetici Bremer'i alelacele Beyaz Saray'a çağırmıştır. ABD'nin federasyon fikrinden vazgeçmesi mümkün görünmemektedir. Ancak 18 vilayete dayalı eyalet sistemi modeli ırak ve komşuları için kötünün en iyisidir. Orgeneral Başbuğ, Türkiye' nin bölge ile ilgili en önemli kaygısının, PKK terör örgütünün bölgedeki varlığının devam etmesi olduğunun altını çizdi. Bu örgüt bölgede, ABD'nin göz yumması sonucu yaptığı kongrede, Türkiye, Irak, İran ve Suriye'de siyasallaşma kararı almıştır. Bu terör örgütü özellikle Irak'taki boşluktan yararlanarak Irak'ın kuzeyindeki şehirlerde bürolar açmakta, ayrıca Türkiye'de de siyasallaşma çabalarını sürdürmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD'nin, Irak'ın kuzeyindeki PKK unsurları ile ilgili tavrının tatmin edici olmadığını düşünüyor. Ama bu tavrın da olumlu yönde değişeceğini ümit ediyor. Bu amaçla da TSK-Dışişleri ABD'li yetkililerle görüşmelere devam ediyorlar. Orgeneral Başbuğ, "PKK terör örgütüne karşı alınması gereken tedbirler konusunda ABD ile aramızda görüş birliği var ancak ABD zamanlama konusunda beklentimizi karşılamıyor. Biz de zaman açısından beklentimizin zorlaştığını ifade ediyoruz" diyor. Türkiye'nin PKK konusunda ABD'den beklentisi, bu kanlı terör örgütünün silahlarından arındırılması ve Türkiye'ye teslim edilmesidir. Türkiye bu örgütün özellikle ülkemizdeki siyasallaşma çabalarını mercek altına almalıdır.