İran "nükleer kıskaç"tan kurtulur mu?

A -
A +

BM Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEK) Yönetim Kurulu, İran'ın nükleer programını, BM Güvenlik Konseyine havale etti. Ajansın Başkanı El-Baradey, UAEK'in 6 Mart'taki toplantısına kadar, BM Güvenlik Konseyi için rapor hazırlayacak. Yani Diplomasiye 6 Mart'a kadar bir aylık süre tanınmış oldu. BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ve Almanya'nın da katkıları ile alınan bu karara, Tahran yönetimi beklendiği gibi çok sert tepki gösterdi. UAEK ile köprüleri atan İran; "Uranyum zenginleştirme çalışmalarını derhal başlatacağız, denetçilerin tesislere girişini iyice kısıtlayacağız. NPT ek protokolünü askıya alacağız" diyerek tehdit etti. Tasarıya verdiği onay nedeniyle Tahran yönetimi, Rusya'ya kızgın. İran Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Cevad Vahidi; "İran'ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini kendi tesislerinde yapılmasını öngören Rus teklifi artık bizim için bir anlam ifade etmiyor" dedi. 6 Mart'tan sonra BM Güvenlik Konseyinden İran'a karşı siyasal ve ekonomik ambargo kararı çıkarmanın çok kolay olmadığı, hatta zayıf bir ihtimal olduğu ortadadır. Hem Rusya'nın, hem de özellikle Çin'in, stratejik çıkarları açısından bu kararı veto etmeleri muhtemel görünüyor. Rusya, bir şekilde tavizler verilerek ikna edilse bile, petrol ihtiyacı sürekli artan ve bu konuda İran'a bağımlı olan Çin'i ikna etmenin mümkün olacağını düşünmek zor. Aslında Çin yönetimi de çok iyi biliyor ki, ABD'nin görünen hedefi İran gibi gözükse de, asıl hedefi büyüyen, dünya devi haline gelmeye başlayan Çin'i kuşatmak, izole etmek, Rusya ile irtibatını koparmak. ABD Kafkasya, Afganistan ve Pakistan'a bunun için gitti. Şimdi, Japonya'yı açık denizlerde petrol aramaya bunun için teşvik ediyor. Bir taraftan Çin'i izole ederken diğer taraftan da enerji kaynaklarını ve enerji yollarını kontrol altına almaya çalışıyor. Türkiye ambargoya karşı gibi BM'den ambargo kararı çıkması zayıf bir ihtimal. Çıksa bile, 1979'daki İslam devrimi esnasında ve Iran-Irak savaşı sonrasında İran yönetimi Batı ile ilişkilerini koparmış, kendisine uygulanan ambargolar ve yaptırımlar nedeniyle ekonomik olarak kendi kendine yeter hale gelmiş durumda. Dışa bağımlılığı yüzde 20 civarında. Bu nedenle ambargo çok etkili olmayabilir. İran'ın ihracatının büyük bir bölümünü petrol ürünleri ve doğal gaz teşkil ediyor. Türkiye gibi petrol kaynaklarına sahip olmayan ülkeler, özellikle de Çin bu ambargoya uyamaz. Kendisi ile yaptığımız söyleşide Başbakan Erdoğan, "Geçmişte Irak'a uygulanan ambargolar nedeniyle Türkiye'nin ciddi ekonomik kayıpları oldu. Ambargo kararına uyulmasını talep eden hiçbir yönetim Türkiye'nin bu zararını karşılamadı" tarzında bir beyanda bulundu. Gözlerden kaçan bu beyan, Türkiye'nin, İran'a ekonomik ambargo uygulanmasını istemediğini yansıtıyor. Diğer seçenekler BM'lerden ambargo kararı çıkmaz ise geriye güç kullanmak veya İran'ın nükleer programına göz yummak gibi iki seçenek kalıyor. Hem AB, hem de ABD, ikinci seçeneğe asla izin vermeyeceklerini açıkladılar. Peki İran'a askeri operasyon yapılabilir mi? Irak'ta iyice batağa saplanan Bush yönetimi, daha bu bataktan çıkmadan İran'a saldırabilir mi? Bu ihtimal de çok yakın değil. İran sıradan bir Orta Doğu ülkesi değil. Güçlü ve gelenekleri olan bir devlet yapısı var. İran ordusu uzun savaş tecrübesi olan bir ordu. Irak'taki bölünmüş yapıya ve farklı etnik kökenlerin mecbur birliğine karşın, İran'da vatanlarını savunmaya kararlı bir milletten söz etmek mümkün. ABD'nin Güney Azerbaycan olarak nitelendirilen İran'ın güneyinde İranlı Azerileri Tahran yönetimine karşı kışkırtma çabaları sonuç vermemiştir. Çünkü İran'da Şiilik en önemli birleştirici unsurdur. Mezhep farklılıklarının olmaması İran'ın en büyük avantajıdır. ABD'nin, İran'a bir operasyona yönelmesi halinde, hem Irak'ta hem de İsrail'e karşı Orta Doğu'da terörist eylemler artacaktır. Terörist faaliyetlerle savaş, İran'ın dışına da taşınacaktır. ABD'nin Irak'taki işi daha da zorlaşacaktır. ABD'nin Irak'ta son günlerde Sünni gruplara yanaşmasının sebebi de budur. Ümit edelim ki bu bir aylık sürede aklıselim galip gelsin ve bu sorun diplomasi yolu ile çözülsün. Ancak iyimser olmak çok zor, tehlike geliyorum diyor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.