İş adamlarının öngörüleri

A -
A +

Taraf gazetesinde yayınlanan Wikileaks belgelerini takip edenler iki gün önce ülkemizin en büyük iş adamlarından Mustafa Koç'un 9 Temmuz 2009'da ABD'li diplomatlara ekonomimizin ve siyasetin geleceğine ilişkin yaptığı değerlendirmeleri herhalde okumuşlardır. Mustafa Koç'un o gün yaptığı tahminlerin hiçbirinin tutmadığını hatta gelişmelerin Sayın Koç'un öngörülerinin tam aksine çıktığını söylemek mümkün. 2011 seçimlerinde iktidar partisinin 2009 yerel seçimlerinden daha kötü sonuç alacağı, Türkiye'yi bir koalisyonun beklediğine dair öngörü yanlış. En muhalif kuruluşların yaptığı anketlerde bile AK Parti'ye tek başına iktidar gözüküyor. Bir koalisyon ihtimali de âdeta yok gibi. Yine Sayın Koç'un Türk ekonomisine ilişkin değerlendirmelerinin hepsi yanlış çıktı. Türkiye IMF ile bir stand-by yapmadığı halde küresel ekonomik krizi en az hasarla atlatan ülke oldu. 8.9'luk bir büyüme oranı ile G-20 ülkeleri içinde 3'üncü, AB ülkeleri içinde birinci oldu. Enflasyon yüzde 4'lerin altına düştü. İşsizlik oranı iyileşiyor. Bırakın ekonomik krizin hükümeti yıpratmasını, ekonomideki başarılar seçim öncesinde iktidar partisinin en önemli avantajı. Peki Mustafa Bey neden bu kadar yanıldı? Kanımca, Sayın Koç da birçok patronun yaptığı gibi sadece belli bir medya grubundan gelişmeleri izliyor ve hep aynı mahallenin görüşlerini taşıyan insanların verdiği bilgilerle yetiniyor. Tek mahalleye, tek kesime dayalı bilgiler ideolojik saikleri de içerdiği için bazen eksik bazen de yanlış bilgileniyor. Eğer sayın Koç olup bitenleri anlama konusunda her kesimden ve her görüşten insanlarla temas halinde olsaydı bu kadar yanılmazdı. Tüm eğilimlere açık olursanız doğruyu daha kolay bulursunuz. Kasım 2002 ve Temmuz 2007 seçimlerinden önce belli medya gruplarının attıkları manşetleri ve köşe yazarlarına ait öngörüleri hatırlayın. Seçimin ertesi günü yazıp çizdiklerinin tam tersi sonuçlar çıktı. Nedeni gayet basit: Kendi mahallerinin dışında olup bitenle ilgilenmediler. Orada ne olup bittiğini merak edip araştırsalar ve dikkate alsalardı o ölçülerde yanılmazlardı. Koç örneği herkese bir ders olmalı. Enformasyon tek kaynaktan, tek mecradan olursa sizi yanıltır. Yazıyı bitirmeden Genelkurmay Başkanlığı'nın Balyoz davası ile ilgili yaptığı açıklamayı hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkelerine aykırı bulduğumu belirtmeliyim. Genelkurmay iddialarında haklıysa bile bu açıklamayı yaparak kendisini haksız konuma düşürmüştür. TSK, bir siyasi parti veya STK değildir. TSK, bir kamu kurumudur. Bir kamu kurumunun savcıları, mahkemeyi, hakimleri kamuoyuna şikâyet etme lüksü yoktur. TSK'nın bu alandaki rahatsızlığını ileteceği merci kamuoyu değil Başbakan ve Cumhurbaşkanı'dır. Bu işler demokrasilerde böyle olmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.