İşçiler dolduruşa gelmeyin

A -
A +

Yürüyüş ve gösteri yapmak, bu yürüyüş ve gösterilerde düşüncelerini dile getirmek demokratik bir haktır. Demokrasilerde insanlar bu tür haklarını kullanırken, kamu düzenini bozmamaya ve diğer insanların hak ve özgürlüklerini çiğnememeye özen gösterirler. Bugün 1 Mayıs İşçi Bayramı. Tüm işçi kardeşlerimizin bayramı kutlu olsun, tüm emekçilere selam olsun.

Türkiye'de yıllarca işçi bayramında gerginlikler, tatsızlıklar hatta katliamlar yaşandı. Geçtiğimiz yıllarda AK Parti iktidarı 1 Mayıs'a resmi tatil ilan eden ve resmi bayram olarak kutlanmasını sağlayan yasal bir düzenleme yaptı. 1 Mayıs artık resmi tatil. Bugün ülkemizin her yerinde işçiler emek bayramını kutlayacaklar. Fakat işçi bayramı da siyasete alet edilecek. Hükümetten haz etmeyen, siyasi düşünce yapısı  farklı bir anlayışa sahip olan bazı işçi sendikaları, 1 Mayıs Bayramını ve bu bayramda yapılacak gösterileri iktidar partisi aleyhine kullanmaya çalışacaklar. Bunların kutlamaları valiliklerin yer gösterdiği alan ve güzergâhların dışında ille de kendi istedikleri yerlerde yapma inadını anlamak mümkün değil. Özellikle İstanbul'da Taksim Meydanının her tarafı inşaat halindeyken "ille de bu meydanda kutlayacağız' inadı anlaşılabilir bir durum değil. Her taraf kazılmış, Gümüşsuyu girişi hariç inşaata başlanmamış nokta yok. Anadolu yakasında Kadıköy Meydanı, Avrupa yakasında da Kazlıçeşme meydanı valilikçe tahsis edilmiş. Bu alanlar, bu tür toplantılar için son derece müsait. Temsili gruplarla Taksim'e çelenk koyma imkanı da olduğu halde "inandım inat illa da 1 Mayıs'ı inşaat halindeki Taksim meydanında kutlayacağım" talebi makul bir talep değil. Bu ısrarda amaç üzüm yemek değil bağcı dövmek. 
1 Mayıs'ı Taksim meydanında kutlamak isteyen sendika yöneticileri,  meydanın inşaat halinde olduğunu, valilikçe burası için izin verilmeyeceğini bal gibi biliyorlardı. Buna rağmen 'Taksim' diye ısrarcı olanlar; polisle işçilerin karşı karşıya gelmesini, biber gazının her tarafı kaplamasını, suların-copların-tekmelerin ve arbedenin görüntülerle gündeme oturmasını ve bayramın zehir olmasını istiyorlar herhalde. O görüntüleri izleyen yerli-yabancı kamuoyu ne diyecek? "Bu ülkede demokrasi yok, baskı rejimi var. Bu iktidar masum işçilerin bayramlarını kutlamalarına tahammül edemiyor. İşçileri polisler copladı, sıkılan gazla işçiler mağdur oldu vs" sözleri söylenecek. 
Kimse olayın o noktaya nasıl geldiğine bakmayacak. Olayın öncesinde olup bitenleri kimse hatırlamayacak. Herkes bugünkü sonuç fotoğrafına ve görüntülerine bakacak. İşçi bayramının çatışma ve gerilim günü haline gelmemesi için polis dahil işçi kardeşlerimiz elinden gelen dikkat ve özeni göstermelidir. Türkiye'nin baharla birlikte kalıcı barış havasına girdiği bir dönemde kimse bu ortamı bozacak bir taşkınlık yapmasın.  Bayramı,  bayram havasında kutlasın. Güvenlik güçlerimiz duygularıyla değil akıllarıyla hareket etsinler. Kimsenin burnu kanamasın. Tekmeyle, tokatla, gazla, itişip-kakışmayla değil halayla-horonla, şarkı ve türkülerle sonlansın bayram. 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.