Orta Doğu'da mezhep çatışmalarının tohumları atılıyor. 'Arap Baharı' ile demokratik talepler için sokağa dökülen halkları, 'her türlü yolu mubah gören' diktatörler baskı ve zulüm uygulayarak durdurmaya ve susturmaya çalışıyorlar. Halklar arasında bir mezhep çatışmasının çıkmasını kendi koltuklarını korumak için mubah görüyorlar. Amerika ve İngiltere'nin bölgede uygulaya geldiği yanlış politikalar işin tuzu-biberi. Yemen'de, Suriye ve Irak'ta yaşanan son gelişmeler bölgede yaşanması muhtemel büyük depremin öncüsü niteliğinde. Dünya petrol ve doğalgaz rezervinin büyük bir bölümüne sahip bu coğrafyada huzur ve barış yok. Küresel aktörler buraları karıştırıyorlar ama yerel aktörler de uygulamaları ile âdeta onların değirmenine su taşıyorlar. Bu zengin yer altı kaynaklarından elde edilen yüksek gelir kaynaklarını, halklarının refahı-huzuru ve ülkelerinin kalkınması için kullanıp ülkelerine demokrasi-adalet ve insan haklarını getireceklerine, o diktatörler bu gelirleri kendilerine ve etraflarındaki bir avuç zümreye dağıtıyorlar. Hepsinin Avrupa ve Amerika bankalarında milyarlarca dolar serveti çıkıyor. Bu düzenin böyle gitmeyeceğini, bıçağın kemiğe dayandığını ve macunun tüpten çıktığını kabul etmek istemiyorlar. Haklı talepleri örtmek ve diktatörlüklerini devam ettirmek için en tehlikeli iş olan mezhep çatışmalarını bile kullanmaktan kaçınmıyorlar. İslam dünyasına en büyük zararı mezhep çatışmaları verir. Hemen tedbir alınması ve İslam dünyasının akil adamlarının devreye girmesi gerekiyor. Hem halklar arasında, hem de ülkeler arasında Sünni-Şii diye bir bloklaşmaya ve ayrışmaya gitmek hem İslam dinine, hem de bu coğrafyaya verilecek en büyük zarardır. Türkiye hiç vakit kaybetmeden ve taraf tutmadan bu ayrışmanın derinleşmesini önlemek amacıyla inisiyatif almalıdır. 19 Mayıs törenleri Dünyada, bizim siyasetçiler kadar bir konuyu bu kadar ustaca saptırabilen ve basit bir meseleden kocaman bir rejim sorunu çıkarabilen başka siyasetçi yoktur. Milli Eğitim Bakanlığı, mevcut genelgenin uygulanmasını talep etmiş. Ne demiş; "19 Mayıs törenlerini başkent hariç okullarda kutlayın" demiş. Ne var kardeşim bunda? Bundan bir rejim sorunu çıkarabilen bir kafa, nasıl bir kafadır? Ben 1974 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nde öğrenci iken 19 Mayıs'ta stadyumda 'kule' kurmuştuk. 37 yıl geçti, 19 Mayıs'ta bugün hâlâ aynı şeyler yapılıyor. 'Bu törenler yapılmasın' diyen yok. Ama 35-40 yıl sonra bu törenlerin yapılış şekli, programı ve muhtevası aynı kalabilir mi? Bu nasıl bir mantık? 28 Şubat süreci sorgulanmalı 2002'den bu yana atılan demokratikleşme adımları; kısmen de olsa 12 Eylül darbe anayasasında yapılan değişiklikler sayesinde, 12 Eylül darbesi dahil Türkiye geçmişte yaşanan haksızlıkları, yanlışları, faili meçhul cinayetleri sorguluyor. Yargı bu olumsuzlukları masaya yatırıp geçmişte yapılan yanlışların hesabını soruyor. Bu kötü bir şey değil. Gelecekte bu tür kanunsuzlukları, yanlışları ve adaletsizlikleri bir daha yaşamamak için bu muhasebenin yapılması gerekiyor. Önemli olan bu muhasebeyi yaparken hukukun dışına çıkmadan, adalet duygusunu incitmeden ve kimseye ayrıcalık tanımadan, usul hataları yapmadan bunu gerçekleştirmek. Ben, bu hassasiyetler korunarak 28 Şubat sürecinin mutlaka sorgulanması ve bu döneme ait tüm karanlık noktaların aydınlatılması gereğine inananlardanım.