İsrail dışişleri bakanının amacı nedir?

A -
A +

10 Şubat 2009'da İsrail'de sandıktan koalisyon hükümeti çıktı. Hükümet kurma görevini alan Likud Partisi Lideri Netanyahu 1 Nisanda 30 kişiden oluşan Koalisyon Hükümetini Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e sundu. Netanyahu koalisyon ortaklarına ve kendi milletvekillerine görev verebilmek için bazı bakanlıkları bölerek bakan sayısını artırdı. 6 partiden oluşan bu koalisyon hükümetinde her kafadan bir ses çıkıyor. Koalisyondaki parti liderleri hükümetin başarısından ziyade kendi partilerinin başarılarına odaklanıyorlar. Söylem ve eylemleri ile iç siyasete yönelik tutum geliştiriyorlar. Bunun en açık örneği koalisyon hükümetinde Dışişleri Bakanı olarak yer alan İsrail Evimiz Partisi'nin Lideri Avigdor Lieberman'ın geliştirdiği tutum. Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturduğu günden bu yana İsrail'in geleneksel dış politikasının dışına çıkarak şahin bir tutum izliyor. Araplardan nefret ediyor. İç mülahazaların etkisi ile bakanlığı yönetiyor. Türkiye-İsrail arasındaki köklü ilişkiler de yaşanan sorunları gidermek yerine âdeta tutumu ve açıklamaları ile bu ilişkiyi dinamitlemeye çalışıyor. Lieberman, Rusya'dan İsrail'e göç eden bir Yahudi ailesinin çocuğu. İsrail siyasetinin aşırı sağ kanadında yer alıyor. Türkiye-İsrail ilişkilerini koparmak için radikal açıklamalar yapıyor. İsrail-Suriye arasındaki dolaylı görüşmelerde Türkiye aktif rol almıştı. Beşinci tura kadar sürdürülebilen bu barış çabaları 27 Aralık 2009'da İsrail'in Gazze saldırıları ile son bulmuştu. Bir taraftan barış görüşmelerini sürdürüp diğer taraftan Başbakan Erdoğan'la İsrail Başbakanının görüşmesinin hemen akabinde Gazze operasyonunun yapılması, Türkiye'de ve Başbakan Erdoğan'da ciddi bir hayal kırıklığı ve İsrail'e karşı bir güvensizlik duygusuna yol açmıştı. Nitekim Sayın Erdoğan bu hayal kırıklığı ile Gazze saldırısına tepkisini 3 Şubat 2009'da Davos 'One minute' krizi ile dile getirmişti. Türkiye-İsrail ilişkileri bu krizle gerilmişti. Aklı başında bazı İsrailli siyasetçiler ve Cumhurbaşkanı Peres bu krizi aşıp Türkiye-İsrail ilişkilerini normalleştirmeye çaba sarf ederken Dışişleri Bakanı Lieberman son 24 saat içerisinde iki ülke ilişkilerini yeni bir krize sokma becerisini gösterdi. İşçi Partisi Lideri ve Savunma Bakanı Barak'ın bu amaçla önümüzdeki hafta Türkiye'ye yapacağı ziyaret herhalde Lieberman'ı rahatsız etti. Yaptığı çıkışlar bu ziyareti engellemeye yönelik. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısının, Tel Aviv Büyükelçimize reva gördüğü muamele, diplomatik bir nezaketsizliktir-ayıptır. Bu Dışişleri Bakanının Türkiye'ye karşı taşıdığı duyguları yansıtmaktadır. Sayın Bakan Türkiye-İsrail ilişkilerini provoke ediyor. İsrail'de çıkan tüm diplomatik gerginliklerin kaynağı hâline geldi bakan. Sayın Barak'la siyasi çekişmesine Türkiye'yi alet ediyor. Türkiye-İsrail arasındaki stratejik ortaklık dönemi bitiyor. İlişkiler normalleştirilerek yeni bir safha başlatılmalı. Türkiye hem Arap ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmeli hem de İsrail ile ilişkilerini normalleştirmelidir. Suriye'ye-Lübnan'a ve Ürdün'e artık vizesiz giren Türkiye, İsrail için eskisinden daha önemlidir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.