İsrail, her gün yeni düşmanlar üretiyor
14 Ocak 2010 01:00
Türkiye-İsrail ilişkileri -1-
İsrail ile Türkiye'nin ilişkilerinin normalleşmesi için her iki ülkenin yapması gereken işler var. Coğrafi konumu, tarihi ve kültürel bağları nedeniyle Türkiye Orta Doğu'daki tüm gelişmelerle yakından ilgilenmek zorunda. Bu coğrafyadaki her gelişme Türkiye'yi birinci derecede olumlu veya olumsuz etkiliyor. İsrail'in teşviki ve kasıtlı yanlış istihbaratı ile ABD'nin Irak'ı işgali, Irak'tan sonra en çok Türkiye'yi etkilemiştir. Bu işgalden hem ekonomik açıdan, hem can kaybı açısından, hem de siyasi açıdan en fazla etkilenen komşu ülke Türkiye'dir. Türkiye'nin Irak'ın işgaline karşı çıkmış olması İsrail-Amerika karşıtlığı değil kendi milli çıkarlarının gereğidir. İsrail'in bunu anlaması gerekiyor.
Diğer taraftan Irak'la ilgili senaryo şimdi İran'da tekrarlanmak isteniyor. Hem ABD, hem İsrail, İran'a askerî operasyonlar düzenlenmesini, Türkiye dahil hiçbir bölge ülkesinin buna karşı çıkmamasını istiyorlar. Hatta destek talep ediyorlar.
Peki İran'a yapılacak bir askerî müdahalenin Türkiye'ye vereceği zarar İsrail'in umurunda mı? İran bizim sınır komşumuz. İki halk arasında tarihî ve kültürel bağlar var. Tüm Avrasya coğrafyası ile kara yolu bağlantımızı ve ticaretimizi İran üzerinden yapıyoruz. Rusya'dan sonra ikinci önemli doğalgaz tedarikçimiz İran. Ticaret hacmimiz 10 milyar dolar. Böyle bir komşumuzla, İsrail'in çıkarları için neden düşman olalım? Irak'ı "kitle imha silahı var" diye işgal ettirdiniz. Bütün dünyayı kandırdınız. Şimdi de "İran nükleer silah üretiyor" diyorsunuz. Bu iddianın yalan olmadığı ne malum. Ayrıca Türkiye de bölgesinde nükleer silah istemiyor. Bunu engellemenin tek yolu askerî müdahale midir? Kendi elinizde bölgenin en güçlü nükleer silahları varken başka bir ülkeye "nükleer silah sahibi olmana izin vermem" deme hakkını kendinizde nasıl buluyorsunuz?
İsrail olarak elinizdeki tüm nükleer silahları imha edin ve gelin bölgede hiçbir ülkenin nükleer silaha sahip olmaması için beraber çalışalım. Ayrıca askerî müdahale asla bir yöntem olmamalı. İran konusunda İsrail, Türkiye'yi anlamaya çalışmalıdır. Türkiye'nin kendi ulusal çıkarlarına uygun bir politika izlemesinden daha doğal ne olabilir? Türkiye, Orta Doğu coğrafyasındaki politikalarını; İsrail'in değil kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek durumundadır. Bu tercih, bir ülkenin yanında veya karşısında olmak değildir.
Aynı bakış Filistin sorunu için de geçerlidir. Türkiye bölgesel bir aktör olarak Filistin sorununa kayıtsız kalamaz. Filistin sorunu İslam dünyasının tamamında bir travma oluşturmuş durumda. Bu sorunun varlığı ve derinleşmesi radikal terör için uygun bir zemin oluşturuyor. Küresel terörle mücadelede en önemli iş kanımca Filistin sorununun çözümüdür. Türkiye, İsrail'in komşuları ile sorunlarını çözerek bölgesinde bağımsız bir devlet olarak barış içinde yaşamasını arzu diyor. Bunun için tüm diplomasi araçlarının kullanılmasını istiyor. İsrail tarafı ise askerî güç kullanımından başka bir yöntem tanımıyor. İsrail'in Gazze'ye attığı her bomba o coğrafyada yüzlerce kişinin terör örgütlerine katılmasını sağlıyor.
ABD'den aldığı destekle İsrail BM dahil hiçbir uluslararası kurumu kale almıyor. İsrail uyguladığı politikalarla hem kendine hem de ABD'ye her gün yeni düşmanlar üretiyor. İsrail, gerçekten barış istiyorsa silahları susturmak durumundadır. Suriye ile başlattığı dolaylı barış görüşmeleri sürerken Gazze'ye fosfor bombaları yağdırmayı kimse anlayamıyor!..