Sayın Baykal'ın yaptığı açıklamadan kimse tatmin olmadı. Yaptığı açıklamanın her cümlesi farklı bir hedef taşıyor. Ben şahsen Baykal'ın, kaset hiç yokmuş gibi davranıp yoluna devam edeceğini düşünüyordum. O istifa yolunu seçti. Madem ortada kaset değil komplo var, Sayın Baykal neden istifa etti? Olay gerçek değilse, yayınlanan görüntüler birbirine monte edilmiş sahte - montaj görüntülerse, istifa etmesine gerek var mıydı? Olayı net bir dille yalanlamayan Sayın Baykal, görüntülerin devamının yayınlanmasına mı engel olmak istedi? "Komplo kurmak" isteyenler varsa, istifa ile onların amacına ulaşmasını sağladı. Şahsen benim beklentim farklıydı. Sayın Baykal kamuoyunun önüne çıkıp, samimiyetle işin aslını anlatır, olaydan zarar gören insanlardan özür dileyebilirdi. Bu olayı kullanarak kendisine kurulan komploya boyun eğmeyeceğini ve mücadeleye devam edeceğini açıklayabilirdi. Çok daha etkili ve inandırıcı olurdu. "Bu bir meydan okumadır" diyerek, istifa ile geri çekildi. Gerçekten geri mi çekildi? Bence konuşmasında geri döneceğinin bütün sinyallerini verdi. Peki geri dönecekse neden istifa etti? Bence Sayın Baykal aleyhine gelişen bu son olayları siyasi bir manevra ile lehine çevirmeye çalışıyor. Herkes gayet iyi biliyor ki, delegelerin tamamı Baykal'ın bizzat belirlediği delegeler, il başkanları da öyle. Kurultayda Baykal ne istiyorsa o olur. Çok yakında il başkanları ortak imza ile Baykal'ı göreve çağırabilir. Örgüt, evinin önünde kamp kurar. Örgütün ve tabanın Baykal'ın geri dönmesini istediğine ilişkin tüm PİAR çalışmaları yapılır. Sayın Baykal da tabanın ve örgütün ısrarına dayanamayıp, geri dönebilir. Hatta, "ülkemin ve partimin çıkarları geri dönmemi zorunlu kıldı" diyebilir. Eğer bu alternatifi erken bir hamle olarak görürse, CHP'yi bir süreliğine kendi istediği bir emanetçiye devreder. O emanetçi, CHP Kongresi'nde genel başkanlığa seçilir. 3 - 5 ay sonra olağanüstü kurultay ile kendisi geri dönebilir. Her koşulda Sayın Baykal bu mağduriyeti fırsata dönüştürmeyi ve istifadan istifade etmeyi deneyecektir. Sonuna kadar "mağdur"u oynayacaktır. Bu komployu Hükümetin üstüne yıkmaya çalışacaktır. Elinde hiçbir kanıt olmadan bu kampanyaya devam edecektir. Aslında herkes çok iyi biliyor ama nedense kendine saklıyor, kaset olayı Baykal sonrası CHP'yi inşa etmeye dönük bir operasyondan başka bir şey değil. İktidar partisinin, Baykal'ı göndermek için komplo kurması siyaseten akılcı gelmiyor kimseye. Baykal'ın bu iddiasına itibar eden yok. Buradaki hedef AK Parti karşısında bir iktidar seçeneği oluşturmaktır. Sayın Baykal, kendisiyle ilgili imal edildiğini iddia ettiği komploya işi hükümetin üstüne yıkarak, başka bir komplo ile karşılık verdi. Ama yanlış adrese karşılık veriyor. Olay yargıya intikal etti. Bu olay gerçek mi, düzmece mi, komplo mu, kimler, nasıl yaptı? Soruların cevabını bulmak savcıların işidir. Hükümete düşen sorumluluk, savcıların istediği bilgi-belge ve bulgulara ulaşmalarında yardımcı olmaktır. Özel hayatın mahremiyetini hiçe sayan bu tür eylemleri tasvip etmek mümkün değil. Ancak bu komplodan siyasi rant elde etmek ve bir şeylerin üstünü örtmek için elinde hiçbir kanıt olmadan başkalarını suçlamak da başka bir komplodur. Sonuç, Sayın Baykal gelmek üzere gitti. Ya 23 Mayıs'ta geri gelir ya da 3-4 ay sonra gelişinin zeminini hazırlayacak bir emanetçiyi partinin başına getirir.