Türkiye yaşadığı onca ekonomik krizi geride bıraktıysa bunda 3 Kasım seçimlerinde siyasi istikrarı yakalamış olmasının büyük bir payı var. 3 Kasım seçimlerinden beri piyasalarda siyasi istikrar problemi yaşanmıyor. Siyasi istikrarın ekonomik büyümeye ve makro ekonomik dengelere en büyük katkısı da zaten bu. Nitekim 3 Kasım seçimlerinden beri geçen 2.5 sene içerisinde önceki dönemde açılmış pek çok yara sarıldı. Ve elbette daha yapılması gereken çok iş var. Seçim takvimi belli Türkiye'nin hak ettiği yere ulaşması ve yapılan reform aşılarının tutması, yaşanan düzelmenin istikrarlı ve kalıcı olmasını sağlamak için atılacak her adımın sağlam olması siyasi istikrarın devamına bağlı. Bütün göstergeler normal, siyasi anlamda da her şey yerli yerindeyken seçim kelimesini telaffuz etmekten daha yanlış bir şey ne olabilir ki? Türkiye bir hukuk devleti. Üstelik Birinci Meşrutiyet'ten beri bin bir badire atlatmış, türlü türlü tecrübeler yaşamış bir meclis geleneğimiz var. Bu geleneğe rağmen, sanki dün kurulmuş bir "muz cumhuriyeti" muamelesi yapmak Türkiye'ye haksızlık etmek olur. Sonuçta Türkiye ilk defa cumhurbaşkanı seçmiş olmayacak. Daha önce hiçbir meclisin yapmaya gerek görmediği bir erken seçimi telaffuz etmek ancak ve ancak siyasi basiretin bağlanmasının ürünü olabilir. Sonuçta Anayasa'da ve yasalarda seçimlerin ne zaman yapılacağı da cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl yapılacağı da bellidir. Bütün bunlara rağmen bir "erken seçim" dillendirmenin sağlıklı bir tutum olmadığını düşünüyorum. Bu anlamda Başbakan Erdoğan'ın sözlerini dikkatle okumakta fayda var: "Bizim yaptığımız gibi, bu milletin beklentilerini, bu insanların mutluluğunu siyasetlerinin ana hedefi haline getirsinler. Siyaseti sahici kılan, bu ülkeye yararlı kılan, erdemli kılan mihenk budur. Yoksa içeriği önceden rahatlıkla kestirilebilen açıklamalarla siyaseti gürültüye boğmakla kimsenin varabileceği bir yer yoktur. Geriye dönüp bakınız, bu üslup kimlere ne getirmiştir, görün. Ya bu ülkeye yararlı olacak siyaseti düşünüp, fikredip ortaya koyunuz ya da yeni bir geleceğe doğru koşar adım ilerlemekte olan bu millete daha fazla gölge etmeyin." Türkiye'nin erken seçim lüksü yok Türkiye'de bir hükümet boşluğu mu var? Hayır. Bir istikrarsızlık mı var? Elbette yok. Hal böyleyken illa da bir erken seçim demenin, bunun için de 2 yıl sonra meclisin yapacağı cumhurbaşkanlığı seçimini bahane etmenin hayırlı bir gayret olmayacağı kanaatindeyim. Netice itibariyle Başbakanın da ifade ettiği gibi Türkiye'nin gündeminde seçim yok. Anayasa'da ve yasalarda belirtilen takvim içinde kaldığımız sürece Türkiye varolan istikrarını güçlendirecek ve uluslararası piyasalarda kendine duyulan güveni artıracaktır. Aksi takdirde daha önce defalarca izlediğimiz o trajik film yine vizyona girer!..