Kandil'in korkusu

A -
A +

Türkiye; MİT-PKK, MİT-Öcalan görüşmelerindeki iradeye ve müzakerelerin içeriğine rağmen terör sorununu neden çözemiyor? Başbakan Erdoğan, 'her türlü siyasi riski göze alıp' kan ve gözyaşının akmasına artık son vermek için devlet organlarının, Kandil ve İmralı ile sorun denilen tüm başlıkları müzakere etmesi cesaretini gösteriyor. Sorunun kökten çözülmesi için çok ciddi bir mesafe alınıyor ve İmralı'daki Öcalan 'Savaşa gerek kalmadı. Barış Konseyi kurulacak' açıklamasını yapacak noktaya geliyor. Ancak Kandil'deki PKK yönetim kadrosu, 'Eyvah Öcalan devletle anlaşıyor peki biz ne olacağız? Kendini kurtarıp bizi tasfiye ettirecek' korkusuyla bu açıklamanın hemen ertesinde Silvan saldırısıyla müzakere masasını tekme ile devirip müzakere sürecini dinamitledi. PKK üst yönetimi 'Kürtler değil ben ne olacağım' telaşına düştü. 'Öcalan'ın cezaevi şartlarının iyileştirilmesi, anadilde eğitim, yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması ve cinayet işlememiş örgüt üyelerine af çıkarılması' gibi konular PKK yönetici kadro ile elini kana bulaştırmış örgüt üyelerinin umurunda değil. PKK lider kadrosunun tek derdi kendi gelecekleri. Onlar,' kıydıkları on binlerce can orta yerde dururken, hamile kadınlardan genç kızlara, sivil vatandaştan askere-polise kadar katlettikleri insanların ocaklarından yükselen acılar henüz dinmemişken' dağdan muzaffer kahraman edası ile inip özerk Kürdistan'ı yönetmek istiyorlar. Adalete, hukuka hiçbir hesap vermeden gelip yönetimi ellerine almak istiyorlar. Kürt halkının talepleri müzakere ile ve yeni Anayasa ile çözüm yoluna girdiği anda kuduz köpekler gibi delirip her yere saldırıyor, her kahpeliği yapıyorlar. 4 genç kıza 200 kurşun sıkan ve hamile kadınları bile öldürebilen bir ruh hali ile hiçbir şey müzakere edilemez. Sayın Başbakan son noktayı koydu; 'Terörle mücadele, siyasetle müzakere.' Bu, devletin yeni terörle mücadele politikasının özetidir. Devlet tüm imkânlarını kullanarak Kandil efsanesini bitirecek. Teröristle mücadele konusunda geri adım yok. PKK saldırmaya devam edecek. Yerleşim yerlerinde sivil-asker ayırımı yapmadan can havliyle her imkânı kullanıp kan akıtmak isteyecek. Devlet de tüm imkânları ile örgütün üzerine gidecek. Tüm bu güvenlik politikalarının yanında yeni Anayasa ile Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunları da çözülecek. Seçim sürecinde vatandaştan 'Sorunlarımızı Meclis'te çözeceğiz' deyip oy isteyen BDP'liler akıllarını başlarına alıp Meclis'e gelirlerse, geldiklerinde de kendilerine oy veren insanların adına hareket ederlerse, Kandil'den değil de halktan talimat alırlarsa hükümet bu sorunları kendileriyle müzakere edecektir. PKK yeni Anayasa sürecini sabote etmek için eylemlerini artıracaktır. Ama bu tuzağa düşülmemeli ve Kürtlerin de sorunlarını çözen demokratik bir yeni Anayasa öncelikli iş olmalıdır. Bu sorunun çözümünde güvenlik ve siyaset paralel yürütülmeli. Kürt siyaseti, aydını ve toplumu artık şiddeti sorgulamalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.