Kapatma Davası ve Terörle Mücadele

A -
A +

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Bugün Gazetesi'ne verdiği mülakatta; "PKK'nın siyasi gelişmesini AK Parti durdurdu. Kapatmaya en fazla terör örgütü sevinir" demiş. Bence tespit son derece doğru. PKK terör örgütü bir taraftan dağda silahlı mücadele ederken, diğer taraftan da malum siyasi partiler aracılığı ile siyasi mücadele vermektedir. Verdiği bu siyasi mücadele sayesinde özellikle; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde halkın desteğini almaya çabalarken, diğer taraftan da küresel aktörleri yanına çekmeye çalışmaktadır. Unutmayalım ki bir terör örgütü için en kötü şey, 'varlığını sürdürmeye çalıştığı ve eylem yaptığı coğrafyada' halk desteğini kaybetmektir. Eğer halk, terör örgütünün mücadelesini haklı bulmuyor ve siyasi destek vermiyor ise örgütün o topraklarda barınması ve varlığını uzun süre devam ettirmesi adeta imkânsızdır. Terörle silahlı mücadelede her noktaya bir güvenlik görevlisi dikme imkânı yoktur. Terörle mücadele eden devletin yapması gereken ilk iş, bu mücadelede halkı yanına almaktır. Bugün sistem tarafından kapatılmaya çalışan AK Parti, 22 Temmuz seçimlerinde Tunceli hariç tüm illerden milletvekili çıkarmış, Doğu ve Güneydoğu halkının büyük bir bölümünün oyunu alabilmiştir. Terör örgütü ile halkın arasına büyük bir duvar örülmeye başlanmıştır. AK Parti yöre halkının büyük bir bölümünü terör örgütünden koparmayı, uzaklaştırmayı başarmıştır. 22 Temmuz seçimlerinden sonra PKK terör örgütü telaşlanmış ve şiddet eylemlerini arttırmıştır. AK Parti'nin bölgeye dönük başarılı çalışmaları nedeniyle kitlesel tabanını kaybetmeye başlayan PKK, sesini duyurmak, korku ve sindirme yolu ile tabanını korumak için peş peşe kanlı eylemlere girişmiştir. Bu eylemlere rağmen bölgede zeminini kaybetmeye başlamış, yaklaşan mahalli seçimler nedeniyle telaşlanmıştır. Örgütün son yıllarda bölgeden eleman temin etmekte zorlanması bu durumun en canlı kanıtıdır. 2008 yılının ilk yarısında terörle topyekûn mücadelede ciddi bir mesafe alınmıştır. Bir taraftan TSK sınır ötesi operasyon dahil kararlı ve kesintisiz silahlı mücadeleyi sürdürürken, diğer taraftan hükümet terörle mücadelenin ekonomik, psikolojik, sosyal ve diplomatik mücadele boyutunu başarı ile götürmeye başlamıştı. AK Parti'nin kurduğu hükümete güvenen, inanan bölge halkı, bu saatten sonra hakkında kapatma davası devam eden bir partiye ve onun iktidarına hangi ölçüde güvenir ve inanır? Terörle mücadelenin silahlı mücadele boyutunu TSK ne kadar başarılı götürürse götürsün, bölge halkını DTP'nin eline bırakan ve terörle mücadelenin diğer boyutlarını sekteye uğratan son gelişmeler nedeniyle tekrar başa döneriz. Üniter devleti, bölünmez bütünlüğümüzü, demokrasiyi ve sosyal devleti laik devlete feda mı edeceğiz? Ayrıca laik devlet anlayışı gerçekten tehlikede mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.