AK Parti'ye açılan kapatma davasında, raportör Doç. Dr. Osman Can'ın Yüksek Mahkeme'ye sunduğu raporla artık son dönemece girildi. Ay sonuna 13 gün var. 13 gün içerisinde veya 20 gün içerisinde üyeler incelemelerini tamamlayıp mahkeme başkanının belirleyeceği bir günde karar verecekler. Mahkeme üyeleri raporu beklemeden uzun süredir dosya üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlardı. Bazı üyeler bu çalışmalar için adeta kampa girmişlerdi. Sanırım raporu da en geç bir hafta içerisinde incelerler. Yani arzu edilirse ay sonunda karar çıkabilir. Bazı çevreler YAŞ çalışmalarının 4 Ağustos'a kadar sürmesi nedeniyle kararın açıklanmasının 5-10 Ağustos tarihleri arasına kayabileceğini ifade ediyorlar. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç Yüce Mahkemenin davaya ilişkin takviminin başka kurumların faaliyetlerinden etkilenmeyeceğini belirtti. İnanmak zorundayız. Aksi çok kötü spekülasyonlar doğurur. Doç. Dr. Can, kapatma kararının Venedik Kriterleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, AİHM kararları ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olacağı vurgusunu yapmış. Parti kapatmanın sadece 'Şiddet kullanılması' ve 'kesin delillerle ' mümkün olduğunu belirtmiş. "AK Parti davasında delillerin çoğu tekzip edilmiş haberlerdir." diyor. "Bir siyasi partiyi kapatmak bir kişiyi idama mahkûm etmekle aynı anlama gelir" şeklindeki görüşüne iştirak ediyorum. Her ne kadar AYM, son birkaç uygulamasında raportörün düşüncelerinin tam tersi kararlar vermiş olsa da Osman Can'ın raporu piyasaları rahatlattı. Borsada işlem hacmi müthiş arttı. Şirketler değer kazandı. Bono faizleri düştü. Mahkeme üyelerinin bugüne kadar çok da itibar etmediği raportörün olumlu raporu bile piyasalar için büyük moral oldu. Kararı Yüce Mahkeme verecek ama karar "Kapatılmama" yönünde çıkarsa piyasaların coşacağı aşikar. Bu dava ile AK Parti'nin kapatılmasını gerçekten isteyen kesim toplumun yüzde 10'nunu geçmez. En katı AK Parti karşıtları bile davanın " Kapatma" kararı ile sonuçlanmasını arzu etmiyorlar. En fazla "Korkutma' veya en ilerisi 'Para cezası' ile işin sonuçlandırılmasını istiyorlar. Çünkü herkes sonunda vicdanı ile baş başa kaldığında ve ülkemizin içinden geçtiği dönemi ekonomik, siyasi, diplomatik açıdan değerlendirdiğinde 'Kapatma kararı'nın ülkemize ve vatandaşımıza çok ağır bir faturaya mal olacağını görebiliyor. Ayrıca siyasi parti kapatmanın hiçbir sorunu çözmediğini hatta sorunlarımızı daha çok artırdığını yaşayarak öğrenmiş bir milletiz, biz. CHP yönetimi hariç AK Parti karşıtları bu parti ile sandıkta-seçim meydanlarında hesaplaşmak istiyorlar. Mahkeme kararları siyasi alanda haksız rekabete yol açtı, hep. Bu kez artık hata yapılmamalı. Kapatma kararının ekonomik sonuçları, Türkiye AB ilişkilerine etkisi, Türkiye'nin dış politikasına etkisi, Doğu ve güneydoğu politikalarına etkisi, demokrasiye, ifade özgürlüğüne, inanç özgürlüğüne ve laikliğe etkileri mutlaka düşünülmelidir.