Kapkaç terörü

A -
A +

"Fırına girdik. Ekmeğimizi aldık. Çıktık. Bir araba çok hızlı bir şekilde kaldırıma çıktı... Çocuklarımı korumak üzere üzerlerine atıldım ve kendimi yerde buldum. Çünkü arabadan iki kol uzandı ve çantamı almak üzere beni sürükledi. Arabanın altına doğru sürüklendim. Kendimi 1 saniye farkla arabanın altında kalmaktan kurtardım. Polis 1-2 dakika içinde geldi. Büyükçekmece Emniyet Müdürlüğüne gidip ifademi verdim. Herkese özellikle sevgili polislerimize teşekkür ederim. Bu adamlar umarım yakalanacaklar. Ama yakalandıklarında ne olacak? Çantamdaki 20 milyon için beni ve çocukları öldürebilecek kadar gözü dönmüş kişilere ne olacak? Bu basit bir hırsızlık değil cana kast bence." Bu satırları İstanbul Mimaroba'dan Zeynep Hanım www.hukuki.net adlı bir internet sitesine yazmış. Gerçekten de hepimizin okuyup düşünmesi gereken satırlar bunlar. Nitekim ATO verilerine göre kapkaç suçunun şehirlerimizde işlenme oranı şöyle: İstanbul 2003 yılında, 5 bin 175 olayla birinci, İzmir 2 bin 430 olayla ikinci sırada bulunuyor. Yankesicilik ve kapkaççılıkta üçüncülük 972 olayla Bursa'da... Dördüncü sıradaki Antalya'da 734, beşinci sıradaki Ankara'da 598, altıncı sıradaki Diyarbakır'da ise 525 yankesicilik ve kapkaççılık meydana gelmiş. Sinop'ta ise yankesicilik ve kapkaççılık olmamış. Ankara'nın bu istatistikler içindeki yerine eminim dikkat etmişsinizdir. Zira başkentte nüfusuna göre az kapkaç olayı yaşanıyor. Bunda hiç şüphesiz yoksullara sosyal yardım yapma konusunda özel bir hassasiyete sahip olan Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin büyük bir payı olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Kapkaçın sebepleri Kapkaçın en önemli sebebi hiç şüphesiz ekonomik durum. Başta enflasyon oranı olmak üzere birçok makro ekonomik dengenin olumlu bir seyre girdi. Ancak işsizlik ve gelir dağılımının bozukluğu konusunda daha katedilmesi gereken çok yol, çözülmesi gereken çok sorun var. Ekonomik sorunlara paralel olarak nüfus yapısı da kapkaçı arttıran faktörlerden biri. Düşünün 8 çocuklu bir ailenin babası bütün çocuklarına birden nasıl ekmek yetiştirsin? O çocuklar büyüyünce nereden nasıl iş bulabilsin? Tabii her şeyi ekonomiye de bağlamamak lazım. Mesela eğitim seviyesinin böylesine düşük olduğu bir ülkede suçu önlemek nasıl mümkün olabilir değil mi? Kapkaçın sebeplerini böylece sıralamak mümkün. Fakat en önemli sebeplerden biri olan yasaların caydırıcılığını unutmuş değilim. Nitekim yazının başında feryadını alıntıladığım anne de meselenin bu boyutuna parmak basıyor. Hiç kimse Emniyet Güçlerini yetersizlikle suçlamasın. Nitekim geçtiğimiz aylarda basında yer alan bir habere göre Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul'un en büyük sorunlarından biri olan kapkaçla mücadele operasyonlarında son 1 yılda 64 şebekeyi çökertmiş. Ancak kendi adıma yakalanan kişiler gasptan değil yankesicilikten yargılandıkları ve hüküm giydikleri için cezanın caydırıcı olmadığı konusunda derin şüphelerim var. Bu bir devlet sorunu Nihayet kapkaç terörü Bakanlar Kurulu, gündemine girdi. Dört bakandan oluşan bir komisyon sosyal bir yaraya merhem olacak köklü çözümlere ulaşmayı hedefliyor. Ancak vatandaşa da bu konuda düşen büyük görevler var. Nitekim İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, son günlerde artış gösteren kapkaç olaylarının halkın desteği olmadan önlenemeyeceğini söylerken halkımızın bu konudaki duyarsızlığını da haklı bir şekilde ifade ediyor. Ne diyor Cerrah? "İstanbul halkının kapkaç çetelerine yem edilmesine karşıyız. Bu konuda gereken yapılmaktadır. Ancak halkımızdan da yardım bekliyoruz. Trende insanın telefonu kapkaç yapılıp dışarı atılıyor, ancak bir tane görgü tanığı yok." Halkımız içine düştüğü bu aymazlığa bir son vermezse kapkaç mağduru haberlerine herhangi birimiz her an "mağdur" kimliğiyle konu olabiliriz. Bunu aklımızdan asla çıkarmayalım. Son olarak kapkaçın başlıca sebebi olarak ekonomik durumu söylememe itirazen "fakirlik eskiden de vardı" diyenlere de söyleyecek bir cevabım var. Evvelden "komşusu açken tok yatmama" gibi bir kaygısı vardı insanların. Bu hasletimizi gün geçtikçe daha fazla kaybediyoruz. Öncelikle kapkaçla mücadelenin "fakirlik" batağını sosyal yardımlaşma ile kurutmaktan geçtiğini ittifakla kabul etmeliyiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.