Karaoğlan'a veda

A -
A +

Türk siyasi hayatının son elli yılına damgasını vuran, beş kez Başbakanlık yapan ve kritik dönemlerde önemli kararlara imza atan Bülent Ecevit, uzun süren sağlık sorunlarının ardından Hakkın rahmetine kavuştu. Siyasette zaferleriyle kibir yapmayan, yenilgileriyle kırılmayan dosdoğru bir çizgi izledi Ecevit. İlkeli tutumunu demokrasinin kesintiye uğradığı dönemlerde bile değiştirmedi. Şimdi vefatından sonra çok farklı siyasi görüşten insanların bile onu sözüne güvenilir, nazik, ilkeli bir devlet adamı olarak ittifakla selamlıyorlarsa bu rahmetlinin siyasi hayatında daima temiz bir çizgi sürdürmeye çalışmaktan bir an bile vazgeçmemiş olmasından kaynaklanır. Eminim ki siyasi hayatında en çok yalnız kaldığı günlerde bile çizgisinden taviz vermeyen, doğru bildiğini savunan örnek bir politikacı portresi çizen bu değerli devlet adamımız bundan sonra da örneklik vasfını koruyacaktır. Kıbrıs Barış Harekâtı'nda da terörist başı Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinde de Başbakan Bülent Ecevit'in imzasının olması hiç şüphesiz bir tesadüf değildi. Türkiye'nin dış politikasında kilitlenmiş kalan birçok konuda rahmetli anahtar rol üstlendi. Sağ ve sol ayrımının çatışma sebebi olduğunu zannedenler Sayın Ecevit'in 1970'lerde Sayın Erbakan ve 1990'larda Sayın Bahçeli ve Mesut Yılmaz ile yaptığı koalisyon tecrübesinden gereken dersi almalılar. Türk siyasi hayatında uzlaşmacı bir üsluba sahip politikacıların çoğalması yakalanan istikrar ortamının daha da muhkem bir şekilde sürdürülmesi için hayati bir şart olduğunun örneği Sayın Ecevit'tir. Nitekim siyasi tarihimizin en uzun süren koalisyonu onun uzlaşmacı kimliği sayesinde kuruldu. DSP-MHP-ANAP koalisyonu siyasi tarihimizde bir eşi daha görülmemiş bir şekilde tam üç buçuk yıl sürdü. Entelektüel bir lider Ecevit'in siyasi hayatının bir başka boyutu ise yakın siyasi tarihimizde kişi hak ve özgürlüklerinde hayati adımlara imza atmış bir politikacı olmasıdır. Nitekim Çalışma Bakanı olduğu dönemde işçilere yasal grev hakkı tanınmasında öncü rol üstlenen Sayın Ecevit, son başbakanlığında idam cezasını tarihin tozlu raflarına kaldırdı. Merhum Ecevit, ilkeli tutumu ve demokrat kişiliği ile siyasi hayatımıza her zaman olumlu bir katkıda bulunmuştur. Sayın Ecevit İngiliz ve Hint edebiyatına vakıf bir entelektüeldi, Türk romanının en önemli isimlerinden Kemal Tahir'e ayrı bir değer verirdi. Ezra Paund, Tagore ve T. S. Eliot'tan çeviriler yapmış, şiirleriyle dikkat çekmişti. Eminim ki kendisinin son Padişah Vahdettin hakkındaki görüşleri daha uzun bir dönem entelektüel gündemimizde tartışma konusu olacak. Türk siyasetine damgasını vuran ve gazeteciliği dolayısıyla da meslektaş olmaktan gurur duyduğum Bülent Ecevit'e Cenab-ı Allah'tan rahmet diler ve başta 62 yıllık hayat arkadaşı Rahşan Ecevit olmak üzere milyonlarca sevenine sabrı cemil niyaz ederek yazımı merhumun çok sevdiği Hintli şair Tagore'dan yaptığı bir çeviri ile noktalıyorum: "Artık ben gidiyorum Beni uğurlayan kardeşlerim Hepinize eğilerek ayrılıyorum Yalnız sizin son ve nazik sözlerinizi bekliyorum"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.