Karayılan röportajını neden yayınladık?

A -
A +

Dün gazetemizde yayınlanan "Karayılan" röportajıyla ilgili genelde olumlu tepkiler aldık. Özellikle okuyucu kitlemizin olumlu tepkiler vermesi bizi mutlu etti. Olumsuz tepki "yok" denecek kadar azdı. Ancak diğer medya kuruluşları bu röportajı neden ve nasıl yayınladığımızı merak etti. Herkesin merakını gidermek açısından önce şu hususu belirtmeliyim: Bu röportajın yapılmasında hiçbir kurumun desteği veya yönlendirmesi söz konusu değil. Tamamen röportajı yapan muhabirin bireysel becerisi. Osmanlı Sağırlı Irak'ta uzun yıllar muhabirlik yapmış ve özellikle Irak'ın kuzeyini çok iyi bilen bir gazeteci. Bu röportajın yapılması için kimseden destek almadı, kimsenin telkini filan söz konusu değil. Peki terörle mücadelenin her alanda kararlılıkla yürütülmesine destek veren, bölücü terör örgütünün esrar-eroin, silah kaçakçılığı, şantaj ve tehditle para toplama, insan kaçakçılığı gibi her türlü kirli işlerini ortaya seren milliyetçi-muhafazakâr bir yayın çizgisine sahip olan Türkiye Gazetesi bölücü örgütün elebaşı ile yapılan bu röportajı neden yayınladı? Yaklaşık 6 aydır her gün demokratik açılımı konuşuyoruz. Açılımın en önemli hedeflerinden birisi de devlete baş kaldırıp dağa çıkan 5-6 bin civarındaki PKK'lıdan suça bulaşmamış, eyleme katılmamış ve pişmanlık duyup evine-yurduna dönmek isteyenlerin dönüşünü hızlandırmak, dağa çıkmak isteyenlerin çıkma gerekçelerini ortadan kaldırarak dağa çıkışları azaltmak. Ayrıca Kürt kökenli vatandaşlarımızın taleplerini Anayasanın ilk 3 maddesine ters düşmeden karşılayarak PKK'nın yöre halkını istismar ettiği sorunları çözerek istismar maşalarını ellerinden almak ve böylece PKK'nın arttırmaya çalıştığı halk desteğini minimize etmek ve zamanla örgütün marjinal hale gelmesini sağlamak. Türkiye'de sabah-akşam tartıştığımız bu meseleyle ilgili Kandil'de örgütü yönetenlerin ne düşündüğü, bu konuda atılan adımları nasıl değerlendirdiklerinin çok önemli olduğunu dikkate aldık. Çünkü bu açılım sürecini Kandil'in sabote ettiğini, engellemek için ince bir strateji izlediğini düşünüyoruz. Kandil maalesef DTP'yi esir almış durumda. Kandil'in onayı olmadan DTP'nin herhangi bir konuda irade koyması mümkün değil. Çünkü DTP'yi Kandil kurdu. Habur sınır kapısında olup bitenler bu sürece katkı mı verdi, yoksa toplumu gererek sürece zarar mı verdi? Kandil çok iyi biliyor ki, eğer bu süreç başarıya ulaşırsa Türkiye kazanacak, Kürt vatandaşlarımız kazanacak, Kuzey Irak kazanacak ama PKK kaybedecek. Bunu çok iyi bildikleri için süreci tahriklerle dinamitlemeye ve bir Türk-Kürt çatışmasına zemin hazırlamaya çalışıyorlar. Bu röportaj sayesinde Kandil'in gerçekleşmesi mümkün olmayan taleplerini öğrendik, DTP'nin Kandil'in kontrolünde olduğunu açıkça fark etme imkânı bulduk. Terörle topyekûn mücadelenin sadece güvenlik güçlerince yürütülmesinin sonuç vermediğini yaşayarak öğrendik. Bu mücadelenin güvenlik boyutunu TSK başarı ile sürdürdü. Teröristbaşı kodeste. Bu sorunu minimize etmek için sorunun ekonomik-diplomatik-sosyal boyutuyla ilgili Hükümetin yürüttüğü çabaları olumlu buluyor ve destekliyoruz. Bölgenin ekonomik kalkınması için son 7 yıldır harcanan çaba ortada. Bu mücadelenin diplomatik boyutunda hükümet son derece başarılı. Demokratik açılımla da sorunun sosyal ve demokrasi ile ilgili boyutuna çözüm bulunmaya çalışılıyor. Ülkemizin son 30 yıldır en büyük sorunu olan ve artık çözülmesi zaruret haline gelen bu sorunun çözümü için atılan adımlara ve "Demokratik Açılım" sürecine katkı vermeye çalışıyoruz. Türkiye Gazetesi'nin milliyetçi-muhafazakâr çizgisinde bir değişiklik yok. Bu çizgiyi muhafaza ederek Türkiye'nin AB hedefini, komşuları ile sıfır sorun, maksimum ticaret anlayışını, Batı standartlarında demokrasi arayışı çabalarını ve çağın şartlarına uygun yeni anayasa taleplerini destekliyoruz. Bunları hangi siyasi parti savunur ve gerçekleştirirse destek veririz. Biz uçlarda olmayı istemiyoruz. Tam ortada milletin ortalaması olmayı hedefliyoruz. Bu arada İzmir'de DTP mitinginde yaşananları doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum. DTP ve PKK'nın ortaklaşa organizasyonu ile Van ve Diyarbakır'da Başbakan'ın gezi ve mitingi sabote edilmişti. Benzeri İzmir'de DTP'nin başına geldi. Protesto edebilirsiniz, slogan atabilirsiniz ama bir siyasi partinin konvoyuna saldırmak, taş atmak yanlış. Bunu yaparsanız Van ve Diyarbakır'da geçmişte provokasyon yapanların seviyesine düşersiniz. İzmirlilere yakışmadı. İzmirliler medeni insanlardır. DTP'nin tahriklerine gelmeleri yanlış oldu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.