Katliam değil, soykırım

A -
A +

Başbakan Erdoğan'ın Srebrenica katliamının 15. yıl dönümü anma törenleri vesilesiyle Bosna-Hersek'e geldik. Balkanlardaki gelişmeleri Türk dış politikasının merkezine alan Başbakan, 3 bakan ve bazı milletvekilleri ile bu törene katılıyor. Hükümet Bosna-Hersek'teki gelişmeleri yakından takip ediyor ve bu gelişmelere yön vermeye çalışıyor. Başbakan uçakta seyahat esnasında kabini dolaşarak tüm katılımcıların hatırını sordu. Üzerinde kendisine çok yakışmış gömleği fark eden Star Gazetesi Temsilcisi Şamil Tayyar dayanamayıp, soruyu patlattı; "Üzerinizdeki gömlek Etro marka mı?" Başbakan Erdoğan gülümseyerek, "Hayır, yerli Lacoste. Bitlis'te üretiliyor" cevabını verdi. "Bildiğimiz Lacostelarla fiyatı nasıl" sorusuna da "Onlardan çok ucuz. Bitlis'te üretiliyor. Yurt dışına gönderiliyor" dedi. Bu diyalog sayesinde Bitlis'te böyle bir fabrikanın olduğunu öğrenmiş olduk. Akşam saatlerinde indik Saraybosna'ya. Saraybosna tam bir Osmanlı kenti. Bu kentte ciddi bir Osmanlı hayranlığı var. Boşnak direnişinin sembol kenti burası. Sabah erken saatlerde helikopterle anma törenlerinin yapıldığı Srebrenica'ya hareket ettik. Bu kasaba, şu anda Sırbistan Cumhuriyeti'nin sınırları içinde. 1995 yılı başında ateşkes ilan ediliyor. BM ve NATO'nun baskısıyla ateşkes ilan edildiği halde Sırpların, Müslüman Boşnakları yok etme çabaları durmuyor. "BM Barış Gücü" adı altında, bu kasaba ve çevresinin güvenliğini sağlayan Hollandalı askerlerin karargâh olarak kullandıkları akü fabrikası, bu kasabada. Ateşkese rağmen Sırpların devam eden zulmünden kaçan Boşnaklar bu kasabaya akın ederek Hollandalı askerlere sığınıyorlar. Hollandalı komutan, 5 bin Boşnak'ı koruma altına alıyor, diğer 5 bin Boşnak'ı da "yer yok" diye geri çeviriyor. İşin ilginç yanı daha sonra koruma altına aldığı 5 bin kişiyi de Sırplara teslim ediyor. Sırplar 11 Temmuz 1995'te 3 gün içinde 8 bin Boşnak'ı katlediyor ve toplu mezarlara gömüyor. 3 günde 8 bin insanın katli, görülmemiş bir vahşet! İşte, biz dün o vahşetin yaşandığı Srebrenica'daydık. Gördüğüm manzara beni dehşete düşürdü. Anıtmezarı inceledim, bir aileden 135 kişiyi öldürmüşler. Bu bir katliamdan öte sistemli bir soykırımdır. Doğum tarihlerine baktım. 14 yaş ile 55 yaş arası olan erkekleri katletmişler. Onbinlerce kadına tecavüz ettikleri söyleniyor. Uçsuz bucaksız bir mezarlık. Tam karşımızda ise 775 tane tabut duruyor. 15 yıl önce katledilip bulunamayan ve kemik taramaları ve DNA testleri ile yeni tespit edilebilen şehitlerin tabutları bunlar. Bugün itibariyle 2 bin kişi de hâlâ kayıp. 15 yıl sonra cenazelerini yeni bulabilen aileler o tabutların başında. Manzara, insanın yüreğini yakıyor. Tabutlarda birkaç kemik parçası ve yakınları tabutları okşuyorlar. Dualar ediyorlar. Sesli ağlamak hoş karşılanmadığı için de gözyaşlarını içlerine akıtıyorlar. Hem Hırvatistan hem Sırbistan hem de Bosna-Hersek liderlerinin Türkiye'nin çabasıyla, birlikte bu törene katılmış olmaları, barışın tesisi açısından önemli. Türkiye'den ve dünyanın başka ülkelerinden katılanlarla birlikte 70 bine yakın insan tören alanındaydı. Acıları, orada gördüğümüz tabloyu kağıda dökmek zor bir iş. Yaşamak gerekiyor. Allah hiçbir millete böyle bir acı yaşatmasın!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.