Irak'taki tüm Türkmen partilerini bir araya getiren Irak Türkmen Cephesi (ITC) Saddam Hüseyin rejimi sonrasında Irak'taki ilk "özgür" kurultayını 13-15 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirdi. Kuran-ı Kerim okunarak başlanan kurultaya Irak kabinesinin tek Türkmen üyesi Bilim ve Teknoloji Bakanı Reşat Mendan, Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Osman Paksüt, Kerkük'ün Kürt Valisi Abdurrahman Mustafa, ABD'li subaylar ile Türk Irtibat Timi'ne bağlı subaylar katıldı. Çuval krizinin üzerinden gerilen ilişkiler, şimdi yerini kontrollü bir ortak çalışmaya bırakmış. ITC Baskanı Sanan Ahmet Ağa'nın yeniden aday olmadığı seçimlerde, ITC'nin Bağdat Temsilcisi Faruk Abdullah Abdurrahman 264 oyla Türkmenlerin yeni başkanı seçildi. Rakibi ve çocukluk arkadaşı Sadettin Ergenç ise 202 oy da kaldı. Abdurrahman bu görevi bir yıl süreyle yürütecek. ITC'nin yeni başkanı seçilmesinin ardından TGRT mikrofonlarına çok sert açıklamalar yaptı. Faruk Abdullah Abdurrahman, Irak'ta nerede bir Türk varsa onun yanına gideceğim dedi ve ekledi: "Söz veriyorum ki, içimizdeki pislikleri temizleyeceğim. Hainlerin gözlerini oyacağım". Faruk Abdullah, TGRT'den Masum Ekinci'nin "Kim bu hainler?" sorusuna ise, üstü kapalı geçiştirerek, "Her toplumda pislikler vardır, bizde de var" Cevabını verdi. Kurultay'da yeni çuval krizi Türkmen Kurultayı'na damgasını vuran hiç şüphesiz, Türk Kamuoyunda "Çuvalcı Albay" olarak tanınan, Amerikan Kuvvetleri'nin Kerkük sorumlusu Albay William Mayville oldu. Albay Mayville, kurultaya gelişinde bir kesim Türkmen tarafından ayakta alkışlandı, bir konuğun görmesi gereken ilginin çok ötesinde ağırlandı. Kurultayı takip eden TGRT Haber'den Masum Ekinci'nin bize aktardıkları ise çok ilginç, hatta yeni bir skandal niteliğinde. Seçimler öncesi Amerikalılar, Başkanlığa en yakın isim olan Faruk Abdullah Abdurrahman'ın seçilmemesi için Türkmen yetkililere haber göndermiş. Ancak, Türkmenler ilginç bir cevap göndererek, "Biz burda demokratik bir seçim yapıyoruz. Faruk Abdullah Abdurrahman'ı istemezseniz, başına çuval geçirir götürürsünüz" demiş. İşte, böylesine gerilen ortamı yatıştırmak için Albay William Mayville, kurultaya katılarak Türkmenlerin gönlünü almaya çalışmış. Hatta, ITC'nin yeni başkanı Faruk Abdullah Abdurrahman'ın yanına oturarak, bir süre sohbet etmiş. Hasretler sona erdi... Kerkük'e girişte, yerdeki gazlardan beslenen ve hiç sönmemesi ile bilinen "Baba Gurgur" ateşi, şehre gelenleri adeta "Hoşgeldiniz" diyerek karşılıyor. 30 yıldır memleketlerinden uzak, hasret içinde dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan Kerküklü Türkmenler, ilk iş olarak toprağı öpüyorlar. Kerkük ve civarı bir Türkmen bölgesi. Saddam döneminde Türkmenlerin ticaret ve bürokrasiye olan hakimiyetleri şimdi Kürt grupların eline geçmiş. Savaş sonrası tam 80 bin Kürt yerleşmiş şehre. Güvenlikten sorumlu polislerin tamamına yakını Kürt. Ama asıl problem bu polislerden çıkıyor. Halk, yağmalarından bıktığı Talabani'nin partisi KYB kökenli Kürt polislere "Gece hırsızları" adını takmış. Türkmenler, bu durum karşısında kendi güvenlik sistemini kurmuş. Türkmenler, bürolarını ve evlerini, "Akıncı" rütbeli 400 kişilik özel güvenlik birimine emanet etmiş. Tuzhurmatu ilçesinde Kürt grupların Türkmenlere saldırmalarının ardından, hem ABD'li yetkililer Türkmenleri daha fazla muhatap almaya hem de Kürtler Türkmenlerden çekinmeye başlamış. Olayların hemen ardından El Hekim'in öldürülmesi, buradaki Şii Türkmenlerin tepkilerini ertelemesine neden olmuş. Şimdi, kentte Kürt gruplara karşı kendiliğinden geniş bir muhalefet oluşmuş. Bu muhalefetin merkezinde Türkmenler var. Arap aşiretlerinin çok ciddi desteği var Türkmenlere. Şimdi, hepsinin gözü Türkiye'de. Herkes, "Türkiye, Irak'ın neresine gelirse gelsin, gölgeleri bize yeter" diyor. Kuzey'deki Amerikan askerî varlığı Amerika'nın, Irak'taki askerî varlığı Habur sınır kapısını geçer geçmez kendini hissettiriyor. ABD askerleri dışında Kuzey Irak'ta savaşı çağrıştıran pek fazla bir görüntü yok. Yol boyu Türk tankerleri, Türkçe tabelalar ve Türk ürünlerine ait reklam panoları size eşlik ediyor. Kuzey Irak'ta öyle çok Amerikan askeri görmek pek mümkün değil. ABD, bölgedeki birçok işi Irak savaşındaki en sadık müttefiki olan Kürt gruplara bırakmış. Buradaki Amerikan askerleri bu nedenle oldukça rahatlar. Güneydeki, arkadaşlarının gerginliğini taşımıyorlar. Kerkük'te hayat şimdilik sakin gibi görünüyor. Ancak zaman zaman gelen patlama sesleri özellikle yabancıları oldukça tedirgin ediyor. Fakat, Kerküklüler onları rahatlatıyor. Patlamalar, Saddam Hüseyin döneminden kalan mayın ve bombaların imha edilmesinden kaynaklanıyor. Kerkük'te göze çarpan bir değer manzara ise, kuyruklar. Kadınlı, erkekli bu kuyruklar, Amerika'nın emeklilere ve savaşta yakınlarını kaybedenlere ödediği aylık 60 dolar karşılığı olan, üzerinde Saddam Hüseyin'in resimleri bulunan dinarları almak için uzuyor.