CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hepimizi şaşırtmaya ve güldürmeye devam ediyor. Hayatımda bu kadar hızlı çark edebilen ve bu kadar kolay yalan söyleyebilen bir siyasi lider görmedim. Kendisine "dürüst namuslu ve sakin bir insan" diyenleri şaşırtmayı ve hayal kırıklığına uğratmayı da ihmal etmiyor, Kemal Bey... Son vukuatını herhalde takip ettiniz. Kemal Bey, 15 Mayıs'ta Mersin'deki mitinginde bir çağrı yaptı; "Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, çık açıklama yap; Ya, 'ben yolsuzluk yapmadım. Başbakan yalan söylüyor' de, ya da sesini kes. Yolsuzluk yaptığını kabul ediyorsun." Mersin Sayın Tüzmen'in seçim bölgesiydi. Kürşad Bey sözünü esirgemeyen delikanlı bir insandır. İki gün önceki TOBB Genel Kurulu'nda CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu yakalıyor ve kendisine, "Söyleyecek sözünüz varsa karşınızdayım yüzüme söyleyin. Ben sizin Genel Müdürlüğünüzü bilirim. Siz, beni müsteşarken tanımıyor muydunuz?" diyor. Kemal Bey önce hafifçe bozuluyor ve çok kolay yalan söyleyebildiği için çark edip şu cevabı veriyor; "Sizi dürüst bilirim, lafım size değil." Kemal Bey 15 Mayıs'ta Mersin'de miting meydanında bizzat isim vererek söylediklerinize mi yoksa bu sözü ettikten bir buçuk gün sonra TOBB'da Sayın Tüzmen'i karşınızda görünce konuştuklarınıza mı inanalım? Bu bir buçuk gün arayla, bir insanla ilgili yaptığınız taban tabana zıt değerlendirmelerden hangisine itibar edelim? Her söylediğinden geri adım atarsa toplum güvenir mi o lidere? CHP'de lider koltuğuna oturduğundan bu yana bu tür gelgitler oldu. Bugün 'ak' dediğine sonra 'kara' diyebildi. "Dürüstüm; güvenilir adamım, özüm-sözüm bir" diyen biri bunları yapamaz. Yaparsa söyledikleri yalandır, inandırıcılığı olmaz. Partisinin oy oranını artırmak için Sayın Kılıçdaroğlu her yola başvuruyor. Akıl almaz vaatlerden tutun da CHP'nin kuruluş ilkelerine aykırı tavizlere kadar... Nasıl olsa iktidara gelemeyeceğim diye izlenen bu yol, yanlış ve tehlikelidir. Unutmayın ki söylediklerinizin tamamını not edilir ve yıllar sonra tekrar önünüze konur. İnşallah o zaman da geri adım atmazsınız. Bugün söylediklerinizi sahiplenirsiniz. Hatırlayın; Kemal Bey, "Üniversitelerdeki başörtüsü sorununu ben çözeceğim" dediğinde herkes heyecanlanmış, umutlanmıştı. O zaman kendisine sordum; "İktidara geldiğinizde bu yasağı kaldıracak mısınız?" diye. "Anayasa Mahkemesi'nin Danıştay'ın konuya ilişkin hukuki kararları orta yerde dururken bu kararları nasıl yok sayabiliriz" cevabı hem beni hem de "Tarafsız Bölge" programcısı Ahmet Hakan'ı çok şaşırtmıştı. Oysa Kemal Bey, başörtüsü söyleminde samimi olsaydı "İktidara geldiğimizde geçmişteki kararları hükümsüz hale getirecek yasal değişiklikleri yapıp bu sorunu çözeceğiz" diyebilirdi. Hem AYM, hem de Danıştay TBMM'den yapılan yasalara göre hareket etmek durumunda. Diğer yandan, Doğu'da "genel af çıkaracağız" dedi. Tepkiler üzerine çark edip; PKK şartsız silah bırakıp teslim olursa ve toplumsal konsensüs sağlanırsa af düşünülebilir" noktasına geldi. "Anamın sakalları çıkarsa misali... Kemal Bey fıkra gibi bir adam. Mehter Takımı gibi bile olamıyor. Ayağını kaldırıyor, ileri adım atacak görüntüsü verip umutlandırıyor. Ama ayağını tekrar aynı noktaya indirip hayal kırıklığına yol açıyor.