Kurban Bayramı vesilesi ile memleketime gittim. Bayramı Tokat'ın bir orman köyünde yaşayan anne ve babamla geçirdim. Çocukluğumun geçtiği bölgeyi, civar köyleri ve ilçeleri gezme fırsatı buldum. Çok şey değişmiş. Değişim olumlu yönde. Tek olumsuzluk küresel ısınmanın sebep olduğu kuraklık. Kuraklık Anadolu köylüsü için ciddi bir tehdit. Bu olumsuzluk hem tarıma hem de hayvancılığa ciddi darbe vuruyor. Mevcut su kaynaklarımızı akıllıca kullanırsak bu olumsuzluğu kısmen giderebiliriz. Örnek mi lazım? Gezdiğim bölgede Yeşil Irmak'ın bir kolu olan Çekerek ırmağı tarım alanlarının içinden geçiyor. Ancak sulama kanalları henüz yapılmadığı için akıp giden sudan tam olarak istifade edilemiyor. KÖYDES projesi sayesinde köylerin eli yüzü değişmiş. Kanalizasyon sistemi olmayan köy hemen hemen kalmamış. Elektrik, su ve telefon sorunları giderilmiş. İçme suyu sorunu büyük ölçüde çözülmüş. Ancak tarım alanlarında kullanılan sulama suyu sorunu büyük. Çocukluğumuzda tuvaletin bile olmadığı köyümde arıtma bile yapılmış. Yaz-kış yollar açık. Yolların alt yapısı iyi yapılmış, kumlanmış, ancak henüz asfaltlanmamış. 2008 yılı içinde yolların asfaltlanacağını söylüyor, köylüler. Ormanlar iyi korunmuş, hatta çoğaltılmış. Birkaç köyde az da olsa kara keçi sürüleri gördüm. Anadolu köylüsü orman istiyorsa, yağış istiyorsa ormanın bir numaralı düşmanı kara keçiden ivedi vazgeçmelidir. Onun yerine koyun ve büyükbaş hayvancılığa yönlendirilmelidir. Beni en çok sevindiren konu ise eğitim alanındaki olumlu gelişmeler. Çocukluğumda köyümde okul olmadığı için her sabah 8 km yürüyüp okula gidiyor, akşamları da aynı mesafeyi kar-kış demeden yürüyordum. Çocukların büyük bir bölümü okula gitmiyordu. Şimdi bölgede uygulanan taşımalı eğitim sayesinde kız çocukları dahil tüm çocuklar okula gidiyor. Hepsinin gözleri çakmak, çakmak istikbal vaat ediyorlar. Anne-babalar eğitimin gerekliliğine inanmışlar. Okullarında bilgisayar ve internet alt yapısı var. Yazılarımı da internetten okuduklarını ve bana e-mail göndermek istediklerini söylediler. Anadolu'nun makus tarihi değişiyor, galiba... Köy muhtarları kaymakamlarla iyi bir diyalog içinde Eskiden bırakın kaymakamla görüşmeyi Hükümet konağının önünden geçmeye korkardı, insanlar. Oysa şimdi kaymakam sorunları yerinde görmek ve dertlerini dinlemek için onların ayağına geliyor. İşte bu 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın' anlayışının yönetimde hakim kılınmasının sonucu, demokrasinin fazileti. Hükümet KÖYDES projesi ile Anadolu köylüsünün gönlünü fethetmiş. Başbakan Erdoğan'a çok inanıyor ve güveniyorlar. Onu kendi içlerinden çıkmış, kendilerine benzeyen birisi olarak görüyorlar. 'Tek rahatsızlığımız terördü, şimdi o işi de hallediyor' diyorlar. KÖYDES projesinin dışında Hükümet sosyal sorumluluk projeleri kapsamında Anadolu köylüsüne ciddi maddi destekler veriyor. Kimsesizlere, yaşlılara, fakirlere sosyal devlet anlayışının gereği olarak ciddi kaynak aktarılıyor. Sağlık alanında da köylü vatandaşa önemli kolaylıklar sağlanmış. Sosyal sorumluluk projeleri ve KÖYDES projesi gevşetilmeden, sulandırılmadan ciddiyetle planlı bir şekilde uygulanmaya devam ederse 3-5 yıl içinde köylerimiz şehirlerden daha iyi seviyelere gelebilir. Büyük kentlere göç azalır ve hatta tersine dönebilir. Hükümeti ve ilgili tüm bürokratik mekanizmaları tebrik ediyorum. Bu projelere yılmadan devam edin, lütfen. Tespit ettiğim bir yanlış uygulamaya da değinmek istiyorum. 15-20 hanelik köyler var. Bunların birbirine mesafesi 3-5 km. 10-15 hane için yol, su, elektrik, kanalizasyon yatırımı yapmak ciddi bütçelere ihtiyaç duyuyor. Oysa bu köyler birleştirilebilir. TOKİ aracılığı ile modern köyler oluşturup bunları bir araya toplamak, arazilerine ulaşabilecekleri stabilize yollar yapmak kaydıyla mümkün. Daha az masrafla bu sorunun çözülebileceğine inanıyorum. 10-15 hanelik tüm yerleşim birimlerine bütün altyapı yatırımlarını götürmek çok masraflı bir yöntem olsa gerek. Mahalli seçimler erkene alınabilir Başbakan Erdoğan, Kurban Bayramı vesilesi ile İstanbul'da partililerle bayramlaşırken mahalli seçimler için teşkilatına seçim startını verdi. Normalde mahalli seçimler 2009 Mart ayında yapılacak. Ancak mahalli seçim tarihinin 2008 sonuna alınabileceği söyleniyor. 2008'in Ekim sonu-Kasım başı gibi bir tarihe alınabileceği tartışılıyor. Bana da bu düşünce çok mantıklı geliyor. Mart ayında yapılacak bir seçim mahalli idarelere 4-5 ay süre kaybettiriyor. Oysa yılbaşından önce seçimin yapılması, mahalli idarelerin bütçelerinin ve iş programlarının yılbaşından önce hazırlanması daha akıllıca bir iş. 4-5 aylık bir süreyi bu değişiklikle kazanmak mümkün.