Kurumların çatışması kime yarar?

A -
A +

Önce, Jandarma Genel Komutanı'nın, Genelkurmay 2'nci Başkanı iken hazırladığı iddia edilen bir 'Andıç' gazetelere servis edildi. Bilahare Genelkurmay 2'nci Başkanının sağlık durumunu yansıttığı söylenen bazı raporlar internet sitelerinde yer aldı. YAŞ yaklaştıkça bu çabalar artarak devam edecek. Birkaç gündür de Kara Kuvvetleri Komutanı ile ilgili saçma-sapan bazı iddialar her yere servis ediliyor. TSK'nın atamaları ile oynamak isteyen çevreler her yıl yapar bunu. Kendi çıkarları önünde engel olarak gördükleri komutanların kritik görevlere atanmasını engellemek için her yolu mubah görür, bu çevreler. Ancak bu yıl bu çabaları organize edenler biraz acemi sanki. Kardeşim, Kraliçe Elizabeth'ten tutun da Papa'ya kadar birçok önemli şahsiyetin Sultan Ahmet Camii'nde ülkemiz insanının dinine saygı gereği verdikleri görüntüye bakıp bir hükme varmak aptalca değil midir? Resmen saçmalıyorsunuz! Ancak benim önemsediğim konu; bu bilgilerin hangi çevrelerce sızdırıldığıdır. Benim için asıl önemli olan da bu çabalara TSK bünyesinden ve bünyeden emekli olan bazı insanların lojistik destek sağlayıp sağlamadığıdır. Türk kamuoyu bir müddettir Emekli Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu söylenen günlükleri konuştu ve sonra da unutmaya başladı. Günlükte darbenin Org. Özkök tarafından engellendiği belirtilmekle birlikte en çok kızılan ve eleştirilen kişinin Org. Başbuğ olduğu görülmekteydi. Darbeciler belli ki kendisini yanlarına alamamışlar, pasifize edememişler ve bu psikolojiyle menfaatperestlikle suçlamışlardı. Askerliği biraz bilen kişiler için Genelkurmay İkinci başkanının karargâhtaki bütün bilgilerin toplandığı, analiz edilerek hareket tarzlarının belirlendiği ve Komutanın önüne karar vermek üzere hazırlandığı makam olduğunu bilirler... Bu çerçevede düşününce darbe planlarından ilk önce Org. Başbuğ'un haberdar olması büyük bir ihtimaldir. Ancak Org. Başbuğ darbecilerle iş birliği yapmak yerine Org. Özkök'e giderek darbenin karşısında yer almasının bu nefreti oluşturduğunu düşünmek bir ihtimal olarak ortaya çıkmaktadır. Hele 28 Şubat öncesini çağrıştıran senaryoların ortaya çıkmaya başladığı bu dönemde herkes tarafından otoritesi bilinen ve Silahlı Kuvvetleri siyasete, siyasetçiye ve toplum mühendislerine kullandırmayan ve kullandırmayacağı açık olan Org. Başbuğ'a karşı bu kesimlerin harekete geçtiğini düşünmek hiç de şaşırtıcı olmasa gerekir. Türkiye'de başta bazı siyasi partiler olmak üzere bazı çevreler asker üzerinden siyaset yapmak arzusundadır. Çok şiddetli bir şekilde destekledikleri Org. Büyükanıt bile kendi istekleri doğrultusunda hükümete karşı muhalefet yapmadığı için en çok eleştirilen Genelkurmay Başkanı olmuşken kendisini kullanamayacaklarını düşündükleri Org. Başbuğ'un karşısında olmaları hiç de şaşırtıcı değildir. Basın kullanılarak yürütülen bu psikolojik savaşın amaçlarından biri de Hükümetle Genelkurmay'ın ilişkilerini germek olabilir. Müstakbel Genelkurmay Başkanını, görevi devralmasına az bir zaman kala mümkünse engellemek, değilse yıpratmak... Ayrıca bu kampanyada AK Parti ve Hükümetin parmağının olduğu görüntüsünü vererek göreve gelecek insanı hükümete karşı doldurmak. Paksüt-Başbuğ görüşmesinin basına sızdırılma zamanı ilginç. Bu işleri organize eden "Koalisyon Güçleri" gerginliğin artmasını, kurumların karşı karşıya gelmesini istiyorlar. Başbakan Erdoğan'ın siyaset arenasından silinmesini arzu ediyorlar. Bu kampanyayı yürütenler Başbakan Erdoğan'ın Orgeneral Başbuğ ile çalışmaktan mutlu olduğunu ve "Biz terfi ve atamalarda asla TSK'nın oturmuş geleneklerine ve sistemine müdahale etmeyiz" dediğini de çok iyi biliyorlar. Amaç kurumları birbirine düşürmek. AK Parti kapatma davasının devam ettiği bir dönemde kavga,gerginlik, kurumlar arası çatışma en çok kimin işine yarıyorsa, bu çirkin kampanyayı yürütenler o çevrelerdir. Ben dışarıdakilerin çabalarını anlayabiliyorum, ama içeridekilerin makam-mevki ve ekipçilik hırsını anlayamıyorum!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.