TBMM'nin tatile gireceği 1 Temmuz tarihi yaklaştı ama buna rağmen Genel Kurul ve Komisyonlarda hummalı bir çalışma var. AK Parti ve CHP 18 yasanın TBMM tatile girmeden önce yasalaşması için uzlaştılar. Bu uzlaşmaya daha önce varılsaydı ve Türkiye'nin; erken seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi gibi tartışmalara, polemiklere ayırdığı enerji doğru bir kanala yönlendirilebilseydi, belki de TBMM çatısı altında böylesi bir son dakika maratonu yaşamak zorunda kalmayabilirdik. Yine de bir uzlaşma yolunun bulunmuş olmasını ve bazı tasarıların kanunlaşmasıyla ilgili iktidar ve muhalefet partilerinin el ele vermelerini mutlulukla karşılıyorum. Bu uzlaşma tablosu mevcut meclis çatısı altında daha önce de yaşandı ve ne zaman TBMM'de siyasi partiler bir konunun önemini ve aciliyetini görüp el ele verdiler ise, rüzgâr Türkiye'nin yelkenlerini şişirip hızla hedefe ulaşmasını sağladı. Türk siyaseti umulur ki bu tecrübeden bir ders çıkarır da bundan sonra önceliklerine sahip çıkmanın memlekete sahip çıkmak anlamına geldiğini fark eder. İnşallah bundan sonra başka çatışmalar, tıkanmalar yaşamayız. Türkiye'nin böyle riskli gündemlerle oyalanıp vakit kaybetme lüksünün olmadığını eminim ki sizler de benim kadar biliyor ve gelişmeleri de bu çerçeve içinde değerlendiriyorsunuzdur. Önümüzdeki yıla kalanlar Evet, bir yasama yılı geride kalıyor. Önümüzdeki yıl ise Türkiye için yine kritik ve hayati konuların gündeme geleceği bir dönem olacak. Öncelikle 9. Uyum Paketi'nin 1 Temmuz'a kadar yasalaşamayan kısmının tamamlanması gerekiyor. Mesela AK Parti ve CHP'nin uzlaşma sağlayamadığı Vakıflar Kanunu Tasarısı, paketin önemli bir ayağını teşkil ediyor. Daha Sayıştay Kanun Teklifi, Özel Öğretim Kurumları Kanununda değişiklik ve İskan Kanunu tasarısı gibi 9. Uyum Paketi çerçevesinde düzenlenmesi gereken bir dizi ödev daha var ki, bunların gerçekleşmemiş olmasının sonuçlarını önümüzdeki ekim ayında açıklanacak AB İlerleme Raporunda göreceğiz. Önümüzdeki yasama yılının bir başka görevi olan Cumhurbaşkanlığı seçimi ise maalesef şimdiden işin şirazesine zarar verecek kadar tartışıldı. Ben kendi adıma Anayasa ile belirlenmiş bir sürecin zamanı ve zemini gelince probleme dönüşmeden gerçekleşeceğini ve onca polemiğin boşa çıkacağını düşünüyorum. Umut ediyorum ki vakti, saati gelince Cumhurbaşkanlığı seçimi, bu meclis tarafından tam bir uzlaşma ile yapılacaktır. Türkiye'nin istikrarına uzanan elleri, ancak onların emellerine göre hareket etmeyerek ve birlik, beraberlik içinde istikrarına sahip çıkarak kırabileceğini ve önümüzdeki günlerde aşacağımız imtihanların, ülkemizin gelecek yüzyıldaki konumunu belirleyecek kadar kritik olduğunu bu sütundan daha önce de vurgulamıştım. Türkiye, jeostratejik konumu, coğrafyası ve potansiyeli itibariyle sıradan, vasat olma lüksüne sahip olmayan bir ülke. Biz bu potansiyeli değerlendiremezsek altından kalkamayacağımız krizlere maruz kalırız. Müsterih olabiliriz ki Türkiye'yi yöneten kadrolar bu ağır sorumluluklarının farkındalar. TBMM 1 Temmuz'da tatile giriyor. Tatile girmek atıl kalmak anlamına gelmiyor elbette. Önümüzdeki yılın hazırlıkları yazın da yoğun geçeceğinin bir işareti. TBMM, suni gündemle işgal edilmediği sürece kendisinden beklenen performansı fazlasıyla yerine getirecek birikime ve geleneğe sahip bir temel kuruluşumuzdur. Yeter ki parlamentoyu oluşturan siyasi partilerimiz, TBMM'nin gündemini Türkiye'nin acil ihtiyaçlar ve hedefleriyle uyumlu halde tutulacak bir dayanışma gösterme azminde olsunlar.