Memleket isterim...

A -
A +

Geçtiğimiz yirmi-otuz yıl zarfında büyük krizler yaşadık, bedeller ödedik. Tam bütün bunlar geride kalmışken geçtiğimiz üç ay zarfında yaşanan olaylar, henüz tamamen sarılmamış yaralarımızı hatırlattı. Türkiye'nin barışa ve istikrara ihtiyacı var. Bunda hepimiz hemfikiriz. Eminim ki hemen herkes olayların tırmanmasına karşı neler yapılabileceğini düşünüyor. Çarşamba günü terör olaylarına karşı harekete geçen sivil inisiyatifle görüşen Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır konuşması işte bu yüzden fevkalade önemliydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TOKİ'nin toplu konut anahtar teslim töreninde yaptığı konuşmanın satır aralarını dikkatle okursak zannediyorum ki ne demek istediğim daha açık şekilde anlaşılacaktır. Sorun değil sorunumuz "Türkiye ne kadar Ankara ise, İstanbul ise, ne kadar Konya, Samsun, Erzurum ise o kadar da Diyarbakır'dır" diyerek 'dışlamak' yerine 'sahip çıkmayı' öne çıkaran Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da teröre çözüm olarak gösterdiği demokrasi ve refah vurgusunu ise herkesin dikkate alması gerekiyor. "Bu ülkenin başbakanı olarak o sorun herkesten önce benim sorunumdur. Bu memleketin başka bir meselesini de bana soracak olsalar onlara da şunu derim: O mesele de herkesten önce benim meselemdir. Biz büyük bir devletiz ve millet olarak bu ülkeyi kuranların, bize miras bıraktığı temel prensipler ve Cumhuriyet ilkesi, Anayasal düzen dahilinde her sorunu daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku, daha çok refahla çözeceğiz. Bu anlayışla da çözüyoruz ..." Gerçekten de terörle mücadelede, insanları dış mihraklara yönelten bataklığın kurutulmasının yolu daha çok demokrasiye, daha çok demokratik hakka ve daha çok refaha sahip olmaktan geçiyor. AK Parti hükümetinin icraatlarını söz konusu üç çözümün ışığında okuyanlar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin sadece doğu ve güneydoğusu için değil, tamamı için de bu anahtarları kullanarak ülkenin gündemindeki kilitli hacet kapılarını bir bir açtığını daha net anlayabilecektir. Kardeşlik iç siyasetten önemli Türkiye bütün sorunlarını çözecek tecrübeli kadrolara ve iradeye sahiptir. Yeter ki bu kadrolara ve iradeye rahatça çalışma imkanını vereceği bir istikrara ve huzura sahip olsun. Bu konuşmayı farklı bir yöne çekip, yanlış yorumlamaya çalışanların Erdoğan'ın "Bu milletin geleceğine suikast düzenleyen teröristler, bu ülkenin masum evlatlarını da kendi emellerine alet ediyorlar. Bu ülkede hangi sorun varsa onun çözümü için adres biziz. Sorunların sahibi biziz. Birinci sınıf vatandaşlık, daha çok demokrasi sözü verdik, veriyoruz. Türkiye geldiği noktadan geri adım atmayacak. Demokrasi süreci geri döndürülemeyecek" cümlelerine aklı selim ile kulak vermesi gerekiyor. Başbakan Erdoğan, Diyarbakır'da Diyarbakırlı şair Cahit Sıtkı Tarancı'nın mısralarını okurken hepimizin özlemini işaret etmedi mi? Böyle yürekten ve samimi özlemi "iç siyasete" kurban etmeden dikkate almalı. Gelin, "vatandaşlarına istisnasız sahip çıkan, müreffeh bir Türkiye"yi hep beraber inşa edelim... "Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.