Millet ne düşünüyor?

A -
A +

2002 seçimlerinde AK Parti'ye yüzde 36 oyu verenler, bu partinin laiklikle ilgili duruşundan endişe duymadılar. Sonra AK Parti 4.5 yıl ülkeyi yönetti. 4.5 yıllık icraatından sonra 22 Temmuz 2007'de seçim yapıldı. Bu kez AK Parti'ye seçime katılan iki kişiden biri oy verdi. 9 ay önce yüzde 47 ile millet tekrar bu partiyi iktidara getirdi. CHP'nin, 4.5 yıl boyunca AK Parti'nin laikliği tehlikeye atacağına dair kesin propagandasına sokaktaki insan inanmadı, itibar etmedi. İnsanlar bu partinin 4.5 yıllık icraatlarına bakarak laikliğin tehlikeye girmesi ile ilgili bir kaygı duymadıkları için oy verdiler. AK Parti'nin laikliği yeterince benimsemediğine ilişkin tartışmalar son 3-5 aydır yapılmıyor. Bu parti kurulduğundan bu yana aynı çevrelerce sürekli yapılıyor. Ancak millet iddialara değil, icraata bakıyor. İcraata bakınca da bu partinin 5.5 yıllık iktidarında cumhuriyetin temel değerlerini aşındırmaya yönelik bir çaba sezinlemiyor. Onun için önce yüzde 36, sonra yerel seçimlerde yüzde 42 ve en son 22 Temmuz'da yüzde 47 oy verdi. Peki, 22 Temmuz 2007'den bu yana ne değişti? Bu parti 9 ayda mı laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldi? Aslında değişen hiçbir şey olmadı. Bu partinin iktidarına millet iradesiyle son vermenin mümkün olmadığını anlayan bazı çevreler yeni stratejiler peşine düştüler. Biraz da MHP'nin teşviki ile AK Parti'nin üniversitelerde baş örtüsü yasağını kaldırma girişimi pusuda bekleyen bu çevrelere düğmeye basma fırsatı verdi. Baş örtüsü yasağını demokratik yollardan kaldırma girişimi, açılan bu kapatma davasına ilişkin iddianamenin ana eksenini oluşturuyor. Ancak Üniversitelerde baş örtüsü yasağının bireysel özgürlükler anlamında kaldırılması gerektiğine inanan sadece AK Parti değil, MHP, DP, bağımsızlar, DTP, SP, BTP, ATP, ÖDP, LDP. Bu partiler 22 Temmuz seçimlerine katılmış partiler. Bu partilerin son seçimlerdeki oy oranı yüzde 76. Seçmenlerin yüzde 76'sı bu yasağın kaldırılmasından yana. Ayrıca toplumun yüzde 75'i Türkiye'de laikliğin tehlikede olduğuna ve AK Parti'nin cumhuriyet değerleriyle problemli olduğuna inanmıyor. Bu nedenle kapatma davasına ilişkin iddianamede iktidar partisinin laiklik karşıtı eylemlerin odağı suçlaması millet vicdanında karşılık bulmuyor. Laikliğin ve kendi yaşam biçiminin iktidar partisinin uygulamaları nedeniyle tehlikede olduğunu söyleyenler baş örtüsü dışında somut bir gerekçe gösteremiyorlar. Tabii ki seçmenin yüzde 20-25'lik bölümünün yerli veya yersiz kaygılarını gidermek iktidar partisinin görevi. Bu kaygıların oluşmasında belki iktidar partisinin kusurları var, belki de CHP'nin ve iktidar partisini ekonomik çıkarlarının önünde engel gören, imtiyaz isteyip alamayan bazı yayın organlarının toplumda sistemli bir şekilde oluşturduğu korku ve kaygıların payı var. Adaletin tecellisi toplum vicdanı ile çelişirse ülke kaybeder.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.