Kamuda çalışanlardan milletvekili olmak isteyenler istifa etti. İstifa edenlerin hangi partiden aday olacağı hemen hemen belli gibi. Başbakan Erdoğan'dan izin koparabilen TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın aday olmasına sevindim. Bir kamu görevlisi olarak bu ülkeye harika hizmetler yaptı. Umarım aynı başarısını siyasette de sürdürür. Başbakanın yakın çalışma ekibinden Yalçın Akdoğan, Çağatay Kılıç, Nabi Hoca ve doktoru Yıldırım Ramazanoğlu milletvekili adayı oldular. 7,5 yıldır Başbakan Erdoğan'ın çalışma temposuna ayak uydurabilen bu insanlar ciddi deneyimler kazandılar. Çok yoruldular ama bıkkınlık göstermediler. Elde ettikleri tecrübe ve birikimle siyasette faydalı işler yapacaklarına inanıyorum. Yargı kurumlarından ve YAR-SAV'dan istifa edip aday olanlar doğru bir iş yaptılar. Bunların bir kısmı tarafsızlıklarını tamamen yitirip bulundukları makamları ve mesleklerini maalesef siyasi bir ideolojinin emrine tahsis etmişlerdi. Taraflı kararların altına imza atıyorlardı. Uygulamaları ile yargıyı tartışılır hale getiriyorlardı. Sırtlarında cübbeleriyle siyaset yapıyorlardı. Cübbelerini çıkarıp yandaşı oldukları siyasi partilerden aday olmaları hem etik bir davranış hem de yargı kurumu açısından faydalı bir gelişme. Cübbe sırtında iken konuşmak, afra - tafra yapmak kolaydı. Girsinler insanların içine de halkın ne düşündüğünü görsünler bakalım. Ancak özellikle Ana Muhalefet Partisi CHP'nin Ergenekon ve Balyoz davalarında şüpheli veya tutuklu bazı isimleri milletvekili adayı yapmasını siyasi etik açısından doğru bulmuyorum. CHP bir taraftan yıllardır milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması için uğraşıyor gibi görünüyor diğer taraftan haklarında sivil siyaseti anti demokratik yöntemlerle akamete uğratma gibi ağır iddialarla suçlanan isimlere dokunulmazlık zırhı kazandırarak yargının elinden almaya çalışıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Demokrasiye, sivil siyasete ve hukukun üstünlüğüne inanan bir siyasi parti böyle bir tercih yapar mı? Dün eleştirdiğini bugün sen yaparsan samimiyet ve sahiciliğin sorgulanır. Herkes aklanacak- paklanacak ondan sonra gelecek. Dokunulmazlık zırhı ile bu iddiaların üstüne şal örtmek yanlıştır. CHP, bundan sonra ' Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılsın ' diye bir konuyu gündeme getirirse komik duruma düşer. Odatv meselesini küçümseyen, Odatv - CHP ilişkisini ve kurulmak istenen tezgahları iyi analiz etmeyenlere tavsiyem şudur: Odatv sıradan basın işi yapan bir site değildir. Savcı tüm ilişkileri deşifre ettiğinde siyaset Allak- bullak olacaktır. Bazı siyasetçiler siyaseti bırakmak zorunda kalabilir. Ben böyle hissediyorum.