Muhalefet ve anayasa değişikliği

A -
A +

"12 Eylül darbe anayasasını yeterli ve demokratik bulan, bu anayasadan memnun olan var mı?" diye sorduğunuzda mevcut siyasi partilerden tutun da işçi ve memur sendikalarından TOBB ve TÜSİAD'a, üniversitelerden Anayasa Mahkemesi'ne kadar, her kesimden yüksek sesle "hayır" cevabı alıyorsunuz. Bütün kesimler darbe sonrası şartların psikolojisi ve gerçeklerinden yola çıkarak hazırlanan bu anayasanın "acilen" değişmesi gerektiğini söylüyor. Hem de son 25 yıldır bu talep dile getiriliyor. Bu konuda ana muhalefet partisi dahil her kesim bir taslak hazırlatmış. En son taslağı da mevcut iktidar partisi, ülkemizin saygın hukukçularının içinde yer aldığı bilim kuruluna hazırlatarak tartışmaya açtı. Dikkat edin lütfen, bütün kesimlerin değiştirilmesi gereği üzerinde mutabık kaldıkları 12 Eylül anayasasını ilk kez bir iktidar partisi gerçekten değiştirmeye teşebbüs edince yer-gök inledi. "Mutlaka değişmelidir" diyen kesimlerin neredeyse yarısı ayaklandı. Bu kesimlerin bu konuda takiye yaptıkları ortaya çıktı. Meğer bunlar 25 yıldır "Değişmeli" deyip bizi kandırıyorlarmış. Bu kesimler yerden yere vurdukları darbe anayasasına sahip çıkmaya başladılar. Bir konsensüs sağlanamadığı için iktidar partisi tek başına kaldı ve bu girişimini bugüne kadar erteledi. Yerel seçimlerden sonra konjonktür de müsait olduğu için hiç olmazsa kısmî bir anayasa değişikliğini gündeme getirdi. İlk tepki Ana Muhalefet Partisi Lideri Baykal'dan geldi. Baykal önce, "Gündemimizde anayasa değişikliği yoktur" dedi. Şimdi de "Hele bir görelim" diyor. Böyle bir değişikliğe niyeti olmadığı her halinden belli. Sosyal demokrat olduğunu söyleyen bir siyasi partinin darbe anayasasından memnun olması, devamını talep etmesi düşünülemez. "Hiçbir şey yapılmasına izin vermem" anlayışı muhalefet partisine seçimlerde pahalıya mal olur. Ülkenin mevcut sorunlarının çözümüne engel olmak, bu konularda inatlaşmak siyaset yapmak değildir. Siyasi partiler iktidar alternatifi olmak istiyorlarsa ülkenin anayasa dahil tüm sorunlarına çözüm önermek durumundadırlar. "Ben her şeye karşıyım" mantığı ülkeyi kitler. Tüm sorunlarımız büyüyerek devam eder. Doğru olan nedir? Doğru olan, iktidar partisinin Anayasa değişikliği dahil ülke sorunlarının çözümüne ilişkin Meclis çatısı altında getirdiği önerileri değerlendirirsiniz, size göre ülke ve millet çıkarına uygun olanlara destek verirsiniz. Milletin çıkarına uygun bulmadığınız önerilere gerekçelerinizle itiraz eder, size göre doğru olan önerilerinizi sunar-tartışır ve ortak bir yol bularak sorunları çözecek adımları atarsınız. Yoksa sadece iktidar partisi başarılı olmasın, puan toplamasın diye her öneriye karşı çıkarsanız ve çözüm önerileri üreterek diyalog kurmazsanız iktidar partisinden ziyade Türkiye'ye zarar verirsiniz. Ülkeyi kitlersiniz. Millet bunu fark eder ve sandıkta cezanızı keser.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.