NATO Zirvesinin ardından!

A -
A +

Hem devlet hem millet olarak amacımıza ulaştık. Dünyaya bir kez daha gücümüzü ispat ettik. Büyük bir başarıya daha imza atmamın gururunu yaşıyoruz. Onca organize tertiplere ve gösterilere rağmen. 60'lı yıllarda kalmış köhne kafalara rağmen. Çöken komünizmin geride kalmış artıklarına rağmen. Globalleşen dünyanın nabzı, İstanbul'da attı. Bir NATO zirvesi daha geride kaldı. Türkiye istikrarlı ve güvenli bir ülkedir. Bu zirve bunun en güzel teyidi olmuştur. ABD, AB ve diğer NATO ülkeleri bunun farkındadır. Ama bunun farkında olmak yetmez; Türkiye'nin üzerindeki birtakım ipotekler kaldırılmalıdır. PKK-Kongra-Gel konusunda verilen sözler tutulmalıdır. Küresel terörle mücadele kararlılığı bunun somut örneği olmalıdır.. KKTC için imkanlar seferber edilmelidir.. Mutlaka ama mutlaka bu yılın sonunda müzakere tarihi verilmelidir.. Bazı ülke liderleri bu istekleri de açıkça dile getirdiler. Erdoğan ve Gül de zirvede liderlerle kulis yaptılar. Türkiye AB yolunda bu zirvede çok ciddi destekler aldı. Fransa ve Almanya engeli de aşılmış oldu. Kısacası: AB gözü önünde cereyan eden böylesi gelişmelere sırt çeviremez. NATO ile AB arasındaki işbirliğine gelince. Bu işbirliğinin en somut örneği Bosna olacak.. Barış gücü (SFOR) yıl sonunda AB'a devredilecektir. Balkanlarda barışın yerleşmesi bu işbirliğine bağlıdır. Afganistan'daki Barış Gücü sayısının arttırılması, Irak'taki askerlerin eğitilmesi için uzlaşma sağlanması. NATO'nun değişim işaretleridir. Irak ve Afganistan'la ilgili kararlar üzerinde biraz durmak istiyorum: Irak'ta egemenliğin devri ve güvenlik konusunda orta yol bulundu. ABD'nin istediği tam olarak gerçekleşmedi. Fransa da arzu ettiği gibi ilgisiz kalamadı. Sözün kısası NATO bir şekilde Irak meselesine bulaştı. Bu ülkenin güvenlik güçleri eğilecek. Ordunun techizatı takviye edilecek. Bu eğitim olayı Türkiye açısından önemli fırsatlar doğurabilir. Afganistan meselesinde ise NATO sorumluluğu tamamen üstlendi. Hem görev alanını genişleyecek, hem kuvvet sayısı artacak. Şunu unutmamak gerekiyor; İttifakın geleceği Afganistan'daki başarıya bağlı. İstanbul zirvesi ittifak'taki çatlakların kısmen giderildini de gösterdi... Bir de magazin yönüne bakalım Şu ana kadar hep ciddi konular üzerinde durduk. Bir de zirvenin magazin yönüne bakalım. Liderler ve eşleri İstanbul'u turladılar. Bazıları Boğazın büyüleyici güzelliğine kapıldılar. Birçoğu da ilk kez kültürel zenginliklerimize şahit oldular. ABD Başkanı Bush'a gelince: En çok yemeklerimize hayran kaldığını itiraf etti. Diğer liderler gibi Topkapı Sarayını beğendi. Bush o kadar ileri gitti ki; Erdoğan'a, "Burayı neden çalışma ofisi olarak kullanmıyorsun" diye sordu. Cami ve Boğaz köprüsünün arka planda olduğu konuşmada Türkiye'den övgü ile bahsetti. ABD Başkanı burada Büyük Ortadoğu Projesi ile ilgili mesajlar verdi. Hatta ,"Türkiye'yi AB'ye ait olarak görüyoruz" dedi. Ve 40 yıllık hayalimize tercümanlık yaptı. Bu yıl içinde gerçekleştirdiğimiz; Eurovision Şarkı Yarışması, Wan Dünya Gazeteler Birliği 57. genel kurulu, OECD Bakanlar Konseyi toplantısı, İKÖ toplantısı, Sosyalist Enternasyonel toplantısı, Nihayet NATO toplantısı. Türkiye'nin tanıtımı için mükemmel imkânlar oldu. Türkiye'nin uluslararası camiadaki saygınlığının göstergeleri oldu. Türkiye'nin artık AB üyeliğine layık olduğunun tescili oldu. Hükümeti kutluyoruz. Güvenlik güçlerimize de şükranlarımızı sunuyoruz. Başbakan Erdoğan'ın tabiriyle: Zirve zamanlı, yararlı ve başarılı bir toplantı oldu. Türkiye bu zorlu görevi büyük bir başarı ile yerine getirdi. Zirvede alınan kararlar gelecek için tarihi bir dönüm noktası olacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.