Neden Boğaziçi Üniversitesi?

A -
A +

AB Büyükelçileri Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in Ermeni Meselesi Konferansı konusunda yaptığı açıklamayı masaya yatırmışlar ve Sayın bakanın açıklamasını hemen düzeltmesini talep etmişler. Anlı şanlı gazetelerimiz de bu talebi önemseyip büyük puntolarla sayfalarına taşımışlar. Değerli büyükelçilerin talebi baş üstüne, Adalet Bakanı açıklamasını hemen düzeltir. Pervasızlığın bu kadarına pes doğrusu!. Büyükelçilerin işi gücü yok, bu konuları takip ediyorlar. Aslında işin doğrusu böyle değil. Bu tür hassas konuları kaşımayı görev edinen bazı gazeteler muhabirlerini bu büyükelçilere gönderip bu konulardaki düşüncelerini soruyorlar. Adamların konudan haberi yoksa bile onu haberdar ediyorlar ve eksik bilgilerle açıklama yapmasına vesile oluyorlar, sayfalarına taşıyorlar. Devlete, hükümete yaptıramadıklarını AB sopasını göstererek yaptırmaya çalışıyorlar. Ne büyük talihsizlik! Rektör oyuna geldi Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, ben kişisel olarak her türlü düşüncenin açıklanabilmesi, tartışılabilmesinden yana olan bir insanım. Ancak bu konferansın tertiplenme tarzını, yer seçimini, konferansa davet edilenlerin iyi etüt edilmesini tavsiye ediyorum. Bu konferans için neden Boğaziçi Üniversitesi seçilmiştir? Bu konferansın en büyük destekçisi Sabancı Üniversitesi rektörüdür. Konferanstaki konuşmacıların büyük çoğunluğu Sabancı Üniversitesi'nden ve Bilgi Üniversitesinden öğretim üyeleridir. Neden bu konferans özel bir üniversite olan Sabancı Üniversitesi'nde değil de iyi bir unvana sahip olan ve parmakla gösterilen bir devlet üniversitesinde (Boğaziçi Üniversitesi) planlanıyor? Bu sorunun cevabını çok merak ediyorum. Boğaziçi üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi rektörü ile hesabı olan bazı kişi ve çevreler maalesef Boğaziçi Üniversitesi rektörünü oyuna getirmişler, tongaya düşürmüşlerdir. Bu oyuna Boğaziçi Üniversitesinde rektörlük beklentisi olan bazı kişiler de iştirak etmişlerdir. Bilimsel toplantı değil propaganda Konferansa davet edilenlere gelince hepsi görüşlerini dinlediğim insanlar. Ermeni sorunu ile ilgili görüşlerine saygı duyarım. Ancak bana mantıksız gelen aynı görüşteki konuşmacıların konferansa davet edilmesi, farklı görüş ve düşüncedeki bilim adamlarının saf dışı bırakılması. Böyle bir toplantı bilimsel olabilir mi? Bir konuda aynı görüşleri dile getiren bilim adamlarını bir araya toplayacaksın, farklı düşünen bilim adamlarının görüşleri resmi tezlere yakın diye dahil etmeyecek ve sonra da bu toplantıya bilimsel toplantı diyeceksin. Hadi canım sende... O konferans bilimsel toplantı değil, aynı görüşlerin tekrarlandığı propaganda gösterisinden öteye gitmezdi. Bu toplantıya da Türk Yüksek Öğretimini alet edeceksin. Olmaz böyle bir şey. Doğru değil. Sayın Bakanın açıklamasına gelince bu bilim adamlarının bir kısmı Türk Milleti ile ve Türk Tarihi ile ilgili her türlü olumsuz hatta hakarete varan düşüncelerini özgürce açıklarken Sayın AB Büyükelçilerinin sesi çıkmıyor da Adalet Bakanı bu konferans girişimi ile ilgili düşüncesini dile getirince neden zıplıyorlar anlamadım! Avrupalıların çifte standart uygulamasına alıştık artık... Cemil Çiçek milli bir duruş sergilemiştir. Bu ülkenin havasını teneffüs edip her türlü nimetinden yararlanıp diğer taraftan da bu milleti arkadan hançerlemeye çalışanların karşısına dikilmiştir. Sayın Adalet Bakanı bu açıklamayı yaparak boşluk bırakmamıştır. Boşluk bıraksaydı, bu açıklamanın daha zehir zembereğini başka kurumlar yapardı. O zaman hiç hoş bir tablo ortaya çıkmazdı. Çiçek yaptığı açıklama ile muhtemel bir kaosu başlamadan önlemiştir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.