Önce ahlak

A -
A +

CHP'nin şahin isimlerinden eski Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan zehir zemberek bir açıklama ile partisinden istifa ettiğini açıkladı. Yaptığı açıklamada doğru ve ilginç tespitler var. İstifasına CHP'de demokrasinin işletilmediğini, seçim yenilgilerinin sorgulanmadığını, CHP liderinin tutarsız tezkere söylemlerini gerekçe gösteriyor. "CHP'nin politikaları belirsiz ve halktan kopuk bir muhalefet anlayışı var" diyor Emine Hanım. "Bu partinin iktidar hedefi ve umudu yok" diyor. "CHP'nin yanlış ve zayıf politikalarının bir parçası olmamak için istifa ediyorum" diyor. Sıraladığı gerekçelerin ve yaptığı tespitlerin hepsi doğru. Söylenenler doğru ama söyleyen yanlış. CHP'nin Ulusalcı kanadında yer alan Emine Ülker Tarhan demokrasiye, sivil topluma, tarafsız ve bağımsız yargıya çok da inanan bir siyasetçi değil. Ama CHP için söyledikleri doğru. Biz bu doğruları yıllardır yazıyoruz. Biz yazıp çizdiğimizde Kemal Bey bizlere "yandaş medya CHP'yi istemiyor" diye suçluyor. Ama bizim yazdıklarımızın neredeyse aynısını kendi içlerinden biri söyleyince Kemal Bey ne hissetmiştir acaba?..

Kötü bir hafta geçirdik. Karaman Ermenek'te yerin altında 18 canımızı kurtarmaya çalışırken daha beter bir haber geldi. Gözünü para hırsı bürümüş bir ahlaksız, 46 işçiyi üç araçla yola çıkarıyor. Jandarma kontrolünü geçer geçmez mazottan tasarruf için 46 kişiyi 22 kişilik tek araca topluyor. Aşırı yük nedeniyle aracın freni patlıyor ve 18 ölü, 28 yaralı. Bu, kaza değildir. Bu bilerek, planlayarak işlenmiş bir cinayettir!

Diğer yandan daha fazla ve daha az maliyetle kömür çıkarma hırsı Ermenek'te 18 kardeşimizi yerin altında bıraktı. Hangi yasal düzenlemeyi yaparsanız yapın, hangi kontrol  mekanizmasını kurarsanız kurun eğer vicdan yoksa, ahlak yoksa, Allah korkusu yoksa bu cinayetlere engel olamazsınız. En iyi müfettiş, en iyi polis vicdandır, Allah korkusudur, ahlaktır. Ahlaksıza, vicdansıza, imansıza hangi denetimi yaparsınız yapın engel olamazsınız... Üç kuruş için insan hayatını hiçe sayabilen bir vicdanı denetleme imkânı fiilen yoktur. Vicdanlı,  namuslu, ahlaklı ve imanlı bir nesil yetiştirebilmek çok önemli ve öncelikli hale gelmiştir. Özel sektörün ve bazı insanların daha fazla kazanma hırsı, devletin de işlerini en ucuza yaptırma anlayışı insan hayatının önüne geçmemelidir...

Doğu ve Güneydoğu'daki sivil toplum örgütleri HDP'nin 1 Kasım eylem çağrısı ile ilgili olarak Kürt annelere "Çocuklarınızı kullandırmayın" çağrısı yapıp, "Bu kirli oyunu Kürt analar bozmalı" demişlerdi. Diğer yandan HDP de eylemlerde şiddetten uzak durulmasını istemişti. Nitekim 1 Kasım'da Kobani'de yaşananları protesto etmek için eylemler yapıldı. Hakkari ve Şırnak'taki birkaç olay hariç eylemler demokratik sınırlar içinde kaldı. Herkes slogan attı, şarkı-türkü söyledi. Kimse de müdahale etmedi. Demek ki amaç gerçekten demokratik bir hakkı kullanmak olduğunda, polis müdahale etmiyor. Başkasının özgürlüklerini çiğnemeden, kırmadan dökmeden, zarar vermeden de gösteri yapılabiliyormuş. Amaç hasıl oluyor. Keşke aynı tabloyu 6-7 Ekim'de yaşayabilseydik. Böyle bir olgunluğa ulaşmak için 40 insanımızı kaybetmemiz mi gerekiyordu?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.