CHP Genel Sekreteri Önder Sav, partili bir vatandaşın hacca gitme arzusunu kendisine aktarması üzerine alaycı bir üslupla, "Boş ver, Araplara para kaptırma. Muhammed belki seni bırakmaz..." tarzında saygısızca, inancı aşağılayan bir ifade kullandı. Bu saygısızca sarf edilmiş sözleri kameralar aracılığıyla ekranlara yansıyınca da pişkin bir şekilde, "Kameraların açık olduğunu bilmiyordum" gafını yaptı. Kamuoyu ayağa kalkıp bu saygısızlığın hesabını sorunca nerdeyse bir haftaya yakın ortadan kayboldu. Ama yaptığı densizliği kaybolmakla unutturamadı. Yüce Peygamberimizle ilgili son derece yakışıksız hitabından dolayı millet ondan özür beklerken, o ortadan kaybolmayı tercih etti. Ancak millet tepki vermeye devam etti. İşte tam böyle bir ortamda, hem de Hükümetin GAP Eylem Planı gibi son derece önemli bir projeyi kamuoyuna açıkladığı gün CHP, Sav'ın densizlik skandalını başka bir skandalla ortadan kaldırma ve sakinleşen gündemi tekrar germe girişiminde bulundu. Başbakan'ın deyimi ile planlayarak, bilerek, isteyerek ülkenin iyimser gündemini kundakladı. Zekâmıza hakaret etmeye kalkıyorlar. Sav ve Vali Serindağ arasında geçen ikili görüşmenin Vakit Gazetesi'nde yayınlandığı gün çıtları çıkmıyor. Birilerinin ikazı ile GAP Eylem Planı açıklanınca dinleme iddiasını gündeme getiriyorlar. Ancak her nedense aynı gün Telekom'a veya Savcılık aracılığıyla Türkcell'e müracaat edip konu ile ilgili belgeleri ikazlara rağmen talep etmiyorlar. Sayın Baykal konuyu araştırıp incelemeden, "Polis bizi dinliyor. Bu bir Watergate'tir. Polis dinledi dinci gazeteye verdi. Röntgenci iktidar istifa etmeli" diye ortalığı ayağa kaldırması fiyaskoya dönüştü. Şimdi Önder Sav'ın farkında olmadan gazeteye kendisini dinlettiği ortaya çıktı. Sav, Telekom'un belgesine itibar etmiyor ama ben Türkcell'den de farklı bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Sav'ın kendi dalgınlığını örtmek için CHP'nin de bundan siyasi rant elde etmek için "Watergate" diye kamuoyunu yanılttıklarını düşünüyorum. Bence CHP artık Sav'ı taşıyamaz. CHP her olaydan rejim krizi çıkarma konusunda mahirdir. Bence CHP'nin tutumu kadar medyanın bir bölümünün tutumu da üzücü olmuştur. CHP'nin iddiasını hiç sorgulamadan yeterince şüpheci davranmadan Hükümete, devlet kurumlarına, güvenlik güçlerine akıl almaz saldırılar yapılmıştır. Peşin hükümlülük ve acelecilik nedeniyle kamuoyuna özür borçları vardır. Benzer bir özrü de Baykal dilemek durumundadır. Ayrıca iki kişi arasındaki bir görüşmenin o kişiden sorulmadan yayınlanması da doğru değildir.