Orgeneral Özkök'ün dünya perspektifi

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Hilmi Özkök, her yıl Harp Akademileri Komutanlığında yaptığı konuşmalarında iç ve dış politik gelişmeleri kapsamlı ve derinlemesine analiz eder. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en üst düzey eğitim kurumu olan Harp Akademilerinde yaptığı bu kapsamlı değerlendirme konuşması yalnızca Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurmay adayları için değil hepimiz için farklı ve zengin ufuklar taşıyan analizlerle yüklüdür. Türkiye'nin ve dünyanın bugün bulunduğu noktayı stratejik açıdan yorumlamak isteyenler Sayın Özkök'ün perspektifinden istifade edeceklerdir elbette. Soğuk savaşta beklenen "nükleer felaket" yaşanmadı ama İkiz Kuleler'e yapılan daha sonra da İspanya'da yaşanan terör olayları "asimetrik savaş"ın bir kurgu ürünü olmadığının açık ve trajik delilleri olarak karşımıza çıktı. Terör yeni silah mı? Sayın Özkök'ün bu yıl yaptığı konuşma ayrı bir öneme sahipti. Çünkü 11 Eylül sonrası değişen dünya düzeni ve savunma stratejisi, Türkiye'nin değişen dünya içindeki yeri ve önemi bu konuşmanın çerçevesini oluşturan konular arasındaydı. Küreselleşme ile ulusal güvenlik arasındaki çatışmayı ustalıkla teşhis eden Sayın Özkök, küresel fay hatlarını sayarak Türkiye'nin iç ve dış tehdit algılamasını da kapsamlı bir şekilde ortaya koyduğu konuşmasında asimetrik savaşın önümüzdeki dönemde bir tehdit olarak ortaya çıkışını anlatan analizine dikkatinizi çekmek isterim: "Soğuk Savaş paradigması, Soğuk Savaş sonrası her konuda yaşadığımız hızlı değişime paralel olarak, ülkelerin güvenlik ve iç istikrarını olumsuz şekilde etkileyen risk ve tehditlere artık çözüm üretememeye başlamıştır. Çünkü oluşan risk ve tehditler hem özellikleri ve hem de çeşitlilikleri itibarıyla çok geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Başta uluslararası terörizm olmak üzere, beliren bu asimetrik tehditlerin günümüz teknolojilerinden artan oranda yararlanmaları ve uluslararası düzeyde bir yapılanma çabası içerisinde olmaları, güvenlik güçlerinin mevcut risk ve tehditlerle etkili bir şekilde mücadelesini güçleştirmektedir. Bu tablo geçmişe göre bilinmeyenlerin çok daha fazla olduğu ve tehdidin somut olarak algılanmasında farklı yaklaşımların yaşandığı bir ortam ortaya çıkarmaktadır." Yunanistan özür dilemeli Sayın Özkök'ün konuşması bundan ibaret değildi hiç şüphesiz. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün bu tehdit algılaması çerçevesinde Türkiye'yi korumak için aldığı stratejik tedbirler bütünü, TSK'nın yeniden yapılanmasının ayrıntılarını konuşması içinde uzun uzun anlattı. Bu noktada Türkiye'nin Yunanistan ile olan ilişkilerini değerlendiren Özkök, Yunanistan'da yaşanan müessif olaylarla ilgili olarak açık bir özür beyanı ve sorumluların cezalandırılmasını kesin bir şekilde dile getirdiğini belirtmeden geçemeyeceğim. Türkiye'nin güvenli bir gelecekten emin olabilmesi için ayağı yere basan vakur ve gür bir sese ihtiyacı var. Sayın Özkök'ün küreselleşmeyi, bölgesel stratejiyi ve Türkiye için hassas olan konuları bir adım önden takip etmesi hepimizin güvenli bir ülkede yaşadığının açık göstergesinden başka ne olabilir ki?