Kastamonu'da Başbakan'ın konvoyuna saldıran PKK'lıların telsiz konuşmaları basına yansıdı. Ne diyor teröristler: Bundan sonraki hedefimiz AK Parti'dir... Hain pusuya ilişkin talimatın da Kandil'den verildiği netleşti. PKK 'bu eylemi biz yaptık ve artık hedef AK Parti' diyor. Amaç; Seçim öncesi korku ortamı oluşturmak. Bir yandan şehit cenazeleri ile batıda milliyetçi duyguları kışkırtmak, diğer yandan da askerî operasyonların artmasını sağlayarak doğuda hükümete karşı tepki oluşturmak. Bu planın ekmeğini seçimde doğuda BDP, batıda MHP yer. Devlet yetkililerinin İmralı'da Öcalan'la görüşmelerini sürdürmesi sır değil. Avukatları ile yaptığı son görüşmelerde Bölücübaşı "Buradaki görüşmelerde devlet yetkilileri ile bir anlaşmaya vardık. Ancak yetkililer bu anlaşmayı AK Parti ve Genelkurmay'a kabul ettiremiyorlar" dedi. BDP'nin desteklediği bağımsız aday Aysel Tuğluk da "Devletle olmuyorsa halkımız kendi demokrasisini kuracak. Mısır gibi mi olur, Suriye gibi mi bilinmez" diye konuşmuş. Bu köşeden Aysel Hanım'a soruyorum: Mısır'daki insanlar diktatör yönetiminden kurtulmak, demokrasi, insan hakları ve insanca bir hayat için sokağa döküldüler. Ellerinde molotoflar yoktu. Arkalarında eli kanlı bir terör örgütü yoktu. Kan dökmediler. Sivil itaatsizlik adı altında ilkokul çocuklarının üzerine havai fişeklerle saldırmadılar. Ayrıca Mısır'daki, Suriye'deki diktatörlüklerle Türkiye'yi aynı kefeye koymak adil bir benzetme midir? Sivil kanadı olarak hareket etmekten çekinmediğiniz PKK terör örgütü seçim ortamını sabote ediyor. Sandıktan korkuyor musunuz? Bu sorunların silahla çözülemeyeceğine inanıyorsanız çözüme en çok emek veren bir siyasi lidere suikast girişimini nasıl izah edeceksiniz? Bu müzakereler devam ederken PKK kuruluşundan bu yana ilk kez bir başbakanı, bir siyasi lideri hedef alarak saldırı düzenledi. PKK da iyi biliyor ki Başbakan hedef haline getirilirse ne yumuşama ortamı, ne görüşme ortamı ne de barış ortamı kalır, ortada. Çünkü Başbakanı hedef haline getirmek savaş ilanı anlamına gelir. Bu girişim barış-diyalog ve tartışma ortamını tümden ortadan kaldırır. Bu saldırının altında İmralı ile yapılan görüşmeleri engelleme amacı da olabilir. PKK'nın bu saldırısı Öcalan'ın otoritesini ve liderlik gücünü tartışılır hale getirmiştir. Olası bir uzlaşma doğmadan boğulmuştur. Hem PKK hem de BDP, AK Parti'yi hedef haline getirdi. Çünkü Doğu ve Güney Doğu'da Başbakan Erdoğan'la sandıkta mücadele edemiyorlar. Bir taraftan bu bölgede seçimlerde ezici bir zafer kazanacaklarını iddia ediyorlar, diğer taraftan seçimi boykot etmeyi tartışıyorlar. Bir siyasi hareket demokrasiye inanıyorsa gücünü sandıkta gösterir. Şiddete başvurmaz. PKK'nın en büyük korkusu, demokrasi içinde Kürt sorununun çözülmesidir. Kürt sorununun çözümünde ne zaman bir umut yeşerse PKK kan döküyor ve bu umutları dinamitliyor. Kürt sorunu çözülürse; uyuşturucu kaçakçılığını, hangi gerekçe ile maskeleyecek? Kürt sorunu çözülürse bazı devletlerin taşeronluğunu hangi maskeyle yapmaya devam edecek? PKK demokrasinin bölgeye hakim olmasından çok korkuyor. Bunu yapacak tek lider Erdoğan ve AK Parti. Bunları hedefe koyması gayet doğal. ..... Dünkü yazımda BDP sehven BBP olarak çıktı. Düzeltir özür dilerim.