"Ayışığı" ve "Sarıkız" darbe girişimleri, bazı medya kuruluşlarının iktidar partisi ile çıkar ilişkisi kuramaması nedeniyle sistemli bir şekilde zorlama ve marjinal irtica haberleri yayınlayarak toplumun bir kesiminde modern yaşam biçimlerinin tehlikede olduğu ve laikliğin zedelendiği korkusunun oluşturulması, Çankaya savaşları, Danıştay saldırısı, Hrant Dink cinayeti ve Ergenekon çeteleşmesi... Bunların hepsi büyük bir oyunun birer parçası. Bu, aslında bir güç kavgası. AK Parti iktidarının ilk yıllarında Başbakan Erdoğan'ı yokladılar. Her yolu denediler. Fakat, ne yazık ki Başbakan'ı arzu ettikleri çizgiye getiremediler. Başbakan, seçimlerde milletten aldığı gücü, yürütme organının sorumlu olduğu alanlarda bu baskı grupları ile paylaşmadı. İşte sorun tam da bu noktada başladı. Unutmayalım ki, her siyasi problemin kaynağı ekonomiktir. Türkiye'de son yıllarda ortaya yeni patronlar çıkmaya başladı. Sermaye kısmen de olsa el değiştirmeye yöneldi. İşte AK Parti için de sorun bu noktada başlamış oldu. Yerleşik patronlarla, emekli veya görevdeki ayrıcalıklı elit bürokratlarla, güçlü medya kuruluşları ile yürütmenin gücünü ve imkânlarını paylaşmayan bir iktidarın başına geçmişte ne belalar geldiyse bugün Sayın Erdoğan'ın başına da aynı belaların gelmesi kaçınılmazdı. Yürütmenin gücünü ve imkânlarını kullanmada önceliği garip-gurabaya verirsen olacağı budur. Önce bu grupları göreceksin, sonra bir şey kalırsa millete verirsin! Size iddia ediyorum; eğer Başbakan Erdoğan bu grupların çıkarlarına uygun hareket etseydi, bugün ne laik cumhuriyet tehlikedeydi, ne de irticanın esamisi okunurdu. Her şey güllük gülistanlık olurdu. Bu büyük oyunda ilk hedef, kendileri ile uzlaşmayan Tayyip Erdoğan'ı tasfiye etmek, siyasetin dışında bırakmaktır. Hedef AK Parti değil, Başbakan Erdoğan'dır. İkinci aşamada Sayın Erdoğan'ın yerine geçecek liderle uzlaşmaktır. Eğer o da uzlaşmaya yanaşmaz ise AK Partiyi bölüp tasfiye etmektir. Ancak gözden kaçırdıkları bazı gerçekler orta yerde durmaktadır. Hoşunuza gitse de gitmese de, çıkarınıza ters düşse de Tayyip Erdoğan milletin gönlünde iyi bir yer edinmiştir. Geniş kitlelerin duasını almaktadır. Hileli yöntemlerle önünü kesmeye kalkarsanız, millet sebep olanları çok ağır bir şekilde cezalandırır. En canlı örneği 22 Temmuz seçimleridir. Ümit ediyorum ki, Yüce Mahkeme millet vicdanını yaralayan ve bu zor süreçte ülkemizin kaosa doğru sürüklenmesine neden olan bu iddianameyi iade eder.