Rusya ile dostluğun avantajları

A -
A +

> MOSKOVA Tarihte ilk kez bir Rus Devlet Başkanı Türkiye'yi ziyaret ediyor. 6 Aralık 2004'te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye ziyareti herkesi heyecanlandırıyor. Bu gezide önemli kararlar alınıyor. Putin, "6 Aralık'ta Ankara'da Sayın Sezer'le imzaladığımız ortak deklarasyon çok önemlidir" diyerek bu ziyaretin ve alınan kararların öneminin altını çiziyor. Bu geziden 11 gün sonra Türkiye, AB'den net bir müzakere tarihi alıyor. Tam Ruslar, 'Türkiye bizden uzaklaşıyor mu?' derken bu ziyaretten yaklaşık bir ay sonra, Başbakan Erdoğan 500 Türk iş adamı ile birlikte Moskova'ya adeta çıkarma yapıyor. Başbakan Erdoğan, Putin tarafından 'beklenenin üzerinde' sıcak bir ilgi ile karşılanıyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, neredeyse her konuda 'Türkiye ile kol-kolayız' tarzında mesajlar veriyor. Hâlâ dünyanın ikinci süper gücünün Devlet Başkanının ülkemiz başbakanına gösterdiği sıcak ve samimi ilgi insanın göğsünü kabartıyor, hoşuna gidiyor. İyi ilişkiler avantaj sağlayacak Büyük bir coğrafya ve nüfusa sahip olan, dış ticaret fazlası bulunan, ekonomik problemlerini önemli oranda aşmış, enerji ve petrol ürünleri hariç, her şeye ihtiyac duyan ve mesafe olarak da bize yakın olan, aynı denizin kıyılarını paylaştığımız BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi bu ülke ile, siyasi ve özellikle de ekonomik ilişkileri en üst seviyelere getirmek takip edilecek en doğru yoldur. Rusya ile ilişkilerin gelişmesi, Kıbrıs meselesi, Ermeni sorunu ve Dağlık Karabağ sorununun çözümü gibi meselelerde bize çok ciddi avantajlar sağlayacaktır Putin Türkiye-Rusya Ticaret hacminin 11 milyar dolardan 22 milyar dolara çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Bence Türkiye-Rusya Ticaret hacmi ilişkilerin gelişmesi bu hızla ve ciddiyetle sürdürülürse 50 milyar dolara bile, çok rahat çıkar. Türkiye-Rusya ilişkilerinin kısa sürede bu seviyeye getirilmesinin birinci sebebi, Başbakan Erdoğan'ın geleceği doğru okuması, komşularımızla ve yakın çevremizle sorunları çözerek barış içinde ilişkilerin geliştirilmesi stratejisine samimiyetle bağlı kalması ve bu stratejinin gereğini 'yorulmadan-bıkmadan' uygulamasıdır. Rusya Devlet Başkanı, Sayın Erdoğan'ı samimi ve güvenilir bulmakta ve bu nedenle de rahat ve samimi hareket etmektedir. Başbakanın bu özelliği, birçok lideri ve dolayısıyla ilişkilerimizi olumlu yönde etkilemektedir. Putin'in geleceği doğru okuması da ilişkilerin gelişmesinde başka önemli bir faktördür. Ancak Putin döneminde diğer başbakanlarımız ve hükümetlerimiz bu avantajı maalesef kullanamamışlardır. Karabağ meselesinde farklı görüşler Gezinin Kıbrıs'la ilgili boyutunu dünkü yazımızda irdelemiştik. Görüşmelerde gündeme gelen diğer bir konu ise Türkiye-Ermenistan ilişkileri. Putin bu sorunu Karabağ meselesi ile ilişkilendirmemeye özen gösterdi. Sorun sanki sadece Ermenistan'la Türkiye arasındaymış gibi takdim etti. Putin'in bu konudaki düşünceleri şöyle, "Türkiye-Ermenistan arasında ağır tarihi sorunlar olduğunu biliyoruz. Sayın Başbakanınızla Türkiye-Ermenistan sorununu konuştuk. Bu sorunun çözümü için Türkiye ile sürekli istişare halinde olacağız. Bu sorunda Rusya sadece aracı garantör olarak hareket edecek" Bu açıklamaya göre Putin Türk-Ermeni sorununu ermeni soykırımından ibaret görüyor ve sorunun tarafları olarak Türkiye ve Ermenistan'ı işaret ediyor, Azerbaycan'ı ve Dağlık Karabağ sorununu atlıyor, adeta Türkiye'nin Dağlık Karabağ meselesinde taraf olmasını istemiyor. Bu konuda Putin'le Başbakan Erdoğan farklı düşünüyor. Erdoğan ise konu ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: "Ermenistan'ın 1923 Kars Anlaşmasını tanıması anlayışını terketmesi lazım. Bu sorunda Azerbaycan taraftır. Biz Atatürk Havalimanını Ermenistan'a açarak bir jest yaptık. Karşılık görmedik. Olumlu adımlar atarlarsa kara sınırını da açarız. Dargın komşu istemiyoruz." Erdoğan'ın Ermenistan'dan beklediği olumlu adım Dağlık Karabağ sorununun çözümüdür. AB çabamızdan duyulan memnuniyet Görüşülen diğer bir konu da Irak meselesi, buradaki seçimler ve seçimlerden sonra Irak'ın geleceğiydi. Ayrıca Irak'ın yeniden imar edilmesinde Rusya'nın Türkiye'nin altyapısını kullanabileceği teklifi Putin'i çok memnun etmiş Putin "Irak'ta Türkiye ile her konuda el eleyiz" diyor. Putin'i memnun eden diğer bir gelişme de Türk Başbakanının Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütüne üyeliğini Türkiye'nin destekleyeceği yönündeki açıklamasıydı. Putin ayrıca Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki başarısını takdir ettiğini, Türkiye'nin AB ile entegrasyonunun Türkiye-Rusya ticaretine yeni perspektifler açacağını ifade ederek AB konusundaki çabalarımızdan rahatsız olmadıklarını ima etti. Bayan Putin'in grip olması ve mazeret bildirmesi nedeniyle eşsiz gerçekleşen yemekte Putin, Erdoğan'ı 9 Mayıs' ta yapılacak olan Faşizmden kurtulmanın 60'ıncı yıldönümü törenlerine davet etti. Başbakan Erdoğan da bu daveti kabul etti. 6 ayda 3 ziyaret, bu önemli. Putin diyor ki: "Türkiye'yi ziyaret edeli bir ay oldu. Ama büyük bir sevinçle gördüm ki bir ayda çok mesafe almışız. Demek ki ilişkilerin gelişmesi için çok sıkı temas gerekiyor." Yarın gezide ele alınan ekonomik konulara değineceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.