Seçim kampanyaları

A -
A +

Türkiye güzel bir seçim atmosferi yaşıyor. Milletvekili adayları sokak sokak dolaşıp 12 Haziran seçimlerinde kendileri ve partileri için halktan oy istiyorlar. Parti liderleri de meydanlarda halka seslenip oy talep ediyorlar. Türkiye siyasi istikrarı yakaladığı için sivil siyaset 4 yılda bir halkın karşısına çıkıp bir taraftan yaptıklarının hesabını veriyor. Diğer taraftan da önümüzdeki 4 yıl için neler yapacağını anlatıyor. Ülkemizde siyaset kurumu hariç halka hesap verebilen başka bir kurum yok. Bu nedenle sivil siyaset, bu ülkenin en etkin kurumu olmak durumundadır. Sivil siyasetten oluşan Yasama ve Yürütme icraatlarından dolayı halka hesap veriyor. Ülkemizde son 5-10 yıla kadar bürokrasi-yargı-asker etkindi. Yaptıkları işten millete hesap verme zorunluluğu olmayan bu kurumlar ülkemizi yönetti. Sivil siyaseti sürekli denetim altında tuttular. Oysa sivil siyaseti, demokrasilerde irade sahibi olan millet denetler, hesabını da sandıkta sorar. Yeni yapılacak anayasada bu hususların göz önüne alınması gerekiyor. Sivil siyaseti Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi veya asker değil millet hizaya getirmelidir. BDP ve PKK'nın seçim atmosferini germe çabaları hariç Türkiye seçim bayramı yaşıyor. Siyasi rekabet yaşanıyor. Liderler, adaylar her türlü iletişim yöntemini kullanarak halka ulaşıyor. Bu seçimde rejim tartışmaları yerine projeleri tartışıyoruz. Bu demokrasimizin geldiği nokta açısından iyi bir durum. Siyasi partilerin seçim beyannamelerini tek tek inceliyorum. AK Parti'nin hedeflerini realist buldum. Hatta bazı hedeflerde muhafazakâr davrandıklarını söyleyebilirim. AK Parti adaylarının profiline baktığımda, bu kadroyla bu hedeflere ulaşacakları konusunda bir kuşkum yok. Çünkü 8 yıldır neyi yapıp yapamayacaklarını gördüm. CHP Programı da detaylı hazırlanmış ancak somut hedefler yok. Daha çok duygulara hitap eden bir program. Programa, "İktidar partisi ne veriyorsa biz yüzde 40 fazlasını vereceğiz" mantığı hakim olmuş. Ayrıca CHP'nin ekonomi yönetimi ve önerilerinde ciddi popülizm kokusu aldım. Çelişkiler var. Türk ekonomisini 2001 öncesine götürmesi muhtemel riskler taşıyor. Diğer yandan Kürt sorunu, terör sorunu, inanç özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması sorunu ve 'nasıl bir anayasa' konusunda açık-net öneriler konulmamış programa. CHP, Kürt sorunu ve yeni anayasa konusunda ürkek davranmış. Herhalde ulusalcı oyları kaybetmemek için bazı konular açılmamış. BDP'nin huzur ortamını zehirlemeye yönelik çabaları ve liderlerin üsluplarındaki sertlik dışında kampanyalar güzel geçiyor. İnşallah ülkemiz seçim gününe kadar bu demokrasi şölenini kazasız-belasız, keyifle yaşar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.