Türkiye bir ay sonra seçim atmosferinden çıkıp normal gündemine dönecek. Yerel seçim sonuçları iç siyaseti kaçınılmaz olarak etkileyecektir. Çünkü yerel seçim sonuçları çoğu kez genel seçimler için bir ön referanstır. Ayrıca siyasi partilerin kendi iç dinamikleri de yerel seçim sonuçlarından etkilenir. Bazı siyasi partilerde, eğer oy oranları düşerse liderler ve üst yönetim kadroları sorgulanacaktır. İktidar partisi ciddi bir oy kaybına uğrarsa muhalefet partileri erken seçim talep edeceklerdir... Hükümeti rahat bırakmayacaklardır. Hükümet yeni Anayasa çalışmalarında, AB reformlarında cesur hareket edemeyecektir... Devam eden Ergenekon soruşturmasının arkasına güçlü bir siyasi irade koymak eskisi kadar kolay olmayacaktır... Siyasi istikrar bozulacaktır. Bozulan siyasi istikrar beraberinde ekonomik istikrarsızlık ve güven bunalımı getirecektir... Dünya finans piyasalarındaki olumsuzluğun yol açtığı küresel ekonomik kriz, Türkiye'yi daha çok etkileyecektir. Ekonominin güven ve istikrarla ve alınacak tedbirlerle bu krizden çıkması mümkündür. Eğer siyasi istikrar bozulursa, bilelim ki; 2010'u da kaybederiz. Ancak sokağı dolaşıp insanları dinlediğimizde bırakın yüzde kırkların altına düşmeyi, iktidar partisinin yüzde 47'yi geçmesi sürpriz olmaz gibi görünüyor. Yerel seçimleri kazasız belasız atlattıktan sonra Türkiye'nin birinci gündem maddesi ekonomi, ikinci gündem maddesi AB ve üçüncü gündem maddesi de uzlaşma ile yeni bir anayasanın hazırlanması olmalıdır. Ekonomi şu anda bile hükümetin birinci gündem maddesi. Ancak yerel seçim çalışmalarına vakit ayırma zorunluluğu bu konulara odaklanmayı engelliyor. Türkiye'nin yapılacak birçok işi ve çözülmesi gereken birçok problemi var. Umut ediyorum ki, yerel seçimleri bitirip gerçek gündemimize hızlı bir şekilde döneriz.