21 Mart Perşembe günü İmralı'nın mesajı Diyarbakır meydanında okundu. 'Nevruz'la doğan barış umudu hepimizde ihtiyatlı bir iyimserliğe yol açtı. Özet olarak PKK'nın silahlı ünitelerinin sınır ötesine çekilmesi çağrısını içeren mesaj, ülkemizde ve dünyada çözüm umudunu artırdı. Öcalan'ın mesajını başından sonuna dinledim. En az üç kez de yazılı metinlerden okudum. Doğrusu şaşkınlık içindeyim. 30-40 bin insanın ölümünden dolaylı dolaysız sorumlu olan birinin 'barış-kardeşlik, birlik-beraberlik, demokratik siyaset' öneren, 'şiddeti-silahı-kavgayı, bölünmeyi ve ayrışmayı' ret eden mesajlar vermesi, hem de bunda inandırıcı gibi görünmesi şaşırttı beni. Öcalan'ın mektubu çözüme meydandakilerden daha yakın ve hazır olduğunu gösteriyor. Öcalan 29 yıl sonra kendileri için silahlı mücadele döneminin bittiğini ilan etti. 35 bin can verildikten sonra pişmanlık duymak, helalleşme-barışma ihtiyacı hissetmek yine de harika bir gelişme. "Bizi bölmek isteyenlere karşı birleşelim" sözü Öcalan'a ait. Bu söz; Türkiye'nin ve kafaların ne kadar değiştiğinin en somut işareti.
Öcalan'ın mektubunda birçok mesaj vardı. Öcalan hiçbir şart ileriye sürmeden PKK'lıların 'silahlarıyla birlikte' Türkiye dışına çıkmasını istedi. Çekilme için Meclis kararı şartını dile getirmedi.
Bu çekilme süreci, her ne kadar Kandil 2 yıl dediyse de 2013 sonbaharına kadar bitecektir.
"Artık helalleşme zamanı geldi. Çanakkale'de omuz omuza şehit düştük. Kurtuluş Savaşı'nı birlikte verdik. 1920 Meclisini birlikte açtık. O ruh yeni dönemi aydınlatıyor" ifadeleriyle ortak kader, helalleşme, barışma, olup bitenleri geride bırakıp birlikte gelecek inşa etmeye çalışma mesajlarını verdi.
Öcalan 'Ulus Devlet'e yönelik eleştirilerde de bulundu. Bağımsız Kürdistan'dan vazgeçtiklerini ima etti. 'Kürdistan' sözcüğünü ayrı bir devlet anlamında değil coğrafi bir kavram olarak kullandı. Türkiye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yaptı. Bölünmeye karşı çıktı.
'Yeni dönem' diye adlandırdığı dönemin özelliğini, 'silahların sustuğu fikirlerin konuştuğu', 'demokratik siyasetin silahın yerini aldığı' dönem olarak sıraladı. Mücadelelerini siyaset ve sivil topluma devrettiklerini ima etti. Ayrıca herkesi sürecin hassasiyetine özen göstermeye davet etti. Öcalan'ın Misak-ı Millî vurgusu, İslam bayrağı vurgusu beni şaşırtan ayrıntılar.
Henüz olup biteni anlamaya-hazmetmeye hazır olmayan ve değişime direnen şahin Kürtlere de, "Mücadele bitmedi. Başka yöntemlerle devam edecek" mesajını verdi.
Hükümetin başlattığı çözüm sürecinin iki aşaması ile ilgili olan "silahların susması" ve "sınır ötesine çekilme" mesajlarını Öcalan vermiş oldu. Öcalan'ın mücadelesinde silahtan vazgeçmesi, şiddeti ve silahı ret edecek noktaya gelmiş olması işin en önemli kısmıdır. Öcalan'ın 'silahlara veda' çağrısı bu mektubun en önemli mesajıdır. Öcalan'ın mektubunu incelediğimde dışarıdakilerin onun çok gerisinde kaldığını fark ettik.
Kim ne derse desin, sulhta hayır vardır, sulh hayırlıdır. Gün barış günüdür. Türkiye'nin ihtiyacı olan barıştır.