Sivil otoritenin "YAŞ" imtihanı

A -
A +

TSK'nın yeni komuta kademesinin şekillendiği YAŞ toplantısının üçüncü günü de hareketli geçti. Öğle saatlerinde önce Başbakan'la Milli Savunma Bakanı, sonra da Cumhurbaşkanı-Başbakan ve Genelkurmay Başkanı bir araya geldiler. Önceden planlı olmayan rutin dışı bu buluşmalar bir sorunun varlığına işaret ediyor. Sanırım bu özel görüşmeler de bu sorunları aşmak için yapılıyor. Umarım kriz çıkmadan sorunlar aşılmıştır. Krizin çözülüp çözülmediği bugün belli olacak. Sorun nereden çıkıyor? Yıllardır komuta kademesini, terfi ve atamaları TSK'nın kendisi belirliyor. Sivil otoritenin bu alana müdahalesine izin vermiyor. Milli Savunma Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı YAŞ kararlarının altına imza atıyorlar. Cumhurbaşkanı Başkomutan sıfatı ile onay makamı. Bu üç sivil makamın, atanan-terfi eden komutanların gelecekteki eylem ve işlemleri ile ilgili ahlaki ve vicdani sorumlulukları var. Darbeci Cemal Gürsel'in, Kenan Evren'in terfi ve atamasına imza koyan-onay veren o dönemin başbakanları-cumhurbaşkanları darbelerden sonra herhalde "Elim kırılsaydı da imza atmasaydım" demişlerdir. Eğer Başbakan ve Cumhurbaşkanı bir işlemin altına imza atıyor ve bu işlem onların imzaları ile geçerli hale geliyorsa o işlemle ilgili söz hakları olmalıdır. Bu makamlar "noter" vazifesi yapmamalıdır. Her makam altına imza koyduğu işlemin sonuçlarından vicdanen sorumludur. Vicdani sorumluluk taşıdığımız bir işlemde söz hakkımızın olmaması saçma bir durumdur ve artık sürdürülemez. YAŞ'ın Başkanı Başbakan, üyeleri Milli Savunma Bakanı ve 15 orgeneral/oramiral. Kararları Cumhurbaşkanı onaylayınca yürürlüğe giriyor. 15 Orgeneralin/amiralin askerî hiyerarşi içinde aldıkları kararlara Milli Savunma Bakanı, Başbakan ve kararları onaylayan Cumhurbaşkanı her zaman aynen katılmak zorundalar mı? Onların söz hakkı, itirazları dikkate alınmayacaksa, 15 orgeneral/oramiral kendi kendilerine karar alsınlar ve uygulasınlar. Başbakan ve Milli Savunma Bakanı YAŞ'a katılmasın, YAŞ kararları için Cumhurbaşkanının onayına da ihtiyaç duyulmasın. Hukuk devletinde böyle bir uygulama olmaz. Olursa devlet içinde devlet görüntüsü ortaya çıkar. Bugüne kadar önüne uzatılan listeyi hiç incelemeden, hiçbir görüş belirtmeden ve hiçbir itirazda bulunmadan imzalayan ve onaylayan başbakanlar ve cumhurbaşkanları yanlış yapmışlardır. Bu yanlışlık bir gelenek, bir teamül haline gelmiştir. Bazıları bunu askerden korktukları, bazıları da askere aşırı güven duygusundan yapmışlardır. Ama bugün AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamış demokratikleşme konusunda önemli reformlar gerçekleştirmiş ve iki seçmenden birinin oyunu alarak iktidar olmuş bir başbakan var. Türkiye'nin AB üyeliğine ve demokrasiyi, hukukun üstünlüğüne inanmış bir Cumhurbaşkanı var. YAŞ'ta önlerine konulan listeye itirazları var. Bu itirazlar normal itirazlar. 27 Nisan e-muhtırası dahil birçok girişimle kendisinin cumhurbaşkanlığını engellemeye çalışan bir kuruma kayıtsız-şartsız aşırı güven duyması mümkün değil. Diğer taraftan demokratik yollarla iktidara gelmiş bir siyasi partiye karşı planlanmış birçok darbe girişimi iddiası yargıda sorgulanırken Başbakanın önüne konulan listeyi incelemeden-araştırmadan imzalamasını beklemek doğru mudur? İsmi bir iddianamede 1 numaralı sanık olarak geçen bir orgeneralin atanacağı makam seçiminde tabii ki sivil otorite hassasiyet gösterecektir. Bir Başbakanın kendi partisine yönelik eylem planı ve iktidarı yıpratmak amaçlı internet siteleri oluşumunda katkısı olduğu iddiaları ile sorgulanan bir ismin kuvvet komutanlığına atanma teklifine itiraz etmesi doğal değil midir? Bence asıl yanlış olan doğru veya yanlış haklarında yargı süreci devam eden personelin YAŞ kapsamına alınmasıdır. Bu kriz aşılır, ama herkesin bu krizden çıkarması gereken önemli dersler vardır. 4 yılda bir milletin karşısına çıkıp yaptıklarının ve yapamadıklarının hesabını veren sivil otorite, atanmışların da hesabını vermektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.