Sizce CHP ne yapıyor?

Kemal Bey köşe yazarlarının dolduruşuna geldi. Onların 'Diren Kemal Bey! Protesto et, yemin etme' telkinlerinin verdiği, 'yemin etmeme' kararında ciddi payı var. Aynı gazeteciler ortaya çıkan saçma-sapan durum karşısında şimdi Kılıçdaroğlu'na yükleniyorlar. "Balbay ve Haberal'ı aday yaparken başınıza bunların geleceğini hesap etmediniz mi? Neden seçimden önce 'yargının vereceği karara uyarız' dediniz", diyerek veryansın ediyorlar. Basının manşetlerine, köşe yazarlarının telkinlerine göre politika oluşturursanız olacağı budur. Allah akıl versin. Tabii ki, basını dikkate alacaksınız ama karar verirken bütün ihtimalleri hesaba katacaksınız. Kılıçdaroğlu, boykot kararını alırken mahkemelerin, CHP'nin boykot kararından etkileneceğini ve tutuklu Ergenekon sanığı vekilleri tahliye edeceğini hesap etti. Ama hesap tutmadı. Boykot kararının arkasında bir çalışma-plan yok. Her türlü ihtimali hesaplamadan giriştikleri boykot bugün, CHP'nin elini-kolunu bağlamış durumda. Sorunun Meclis çatısı altında çözümünden başka çare yok. Ama işin tuhaf tarafı sorunun sahibi olan CHP'nin sorunun çözümüne ilişkin bildiğimiz bir önerisi de yok. Kısacası CHP'nin maalesef bir politikası yok. Seçimden yeni çıkmış olunmasına rağmen bu günkü haliyle Ana Muhalefet Partisi CHP; sağa-sola yalpalayan, doğru tercihler yapmakta zorlanan, her kafadan bir ses çıkan bir görüntü veriyor. Sayın Kılıçdaroğlu, kendi krizini kendi eliyle çıkılmaz hale getiren genel başkan olarak siyaset tarihine geçmiştir. Ayrıca Sayın Kılıçdaroğlu neden yemin etmediklerini doğru-dürüst kendi kamuoyumuza anlatamamışken AB, AGİT, yabancı basın kuruluşları gibi uluslararası kuruluşlara da mektuplar göndermiş. Eskiden Ordudan, yargıdan ve elit bürokrasiden medet uman CHP, şimdi uluslararası kurumlardan destek bekler hale geldi. Fena bir dönüşüm değil. Başbakanın hükümeti haftaya çarşamba günü açıklaması bekleniyor. Sayın Cemil Çiçek önümüzdeki hafta Meclis Başkanı seçilecek. Sonra hükümet programının takdimi ve güven oylaması... Ardından da 1 Ekim'e kadar meclis tatile çıkacak. Cemil Bey en fazla üçüncü tur oylamada seçilir. Özellikle CHP aldığı yemin etmeme kararından vazgeçmez ise bu sorun 1 Ekim'e kadar rafa kaldırılmış olacak. Eğer CHP ve BDP inatlarından vazgeçip önümüzdeki hafta yemin eder ve bu sorunların çözümü için makul bir öneri getirirlerse Meclis tatile çıkmadan önce tutuklu milletvekillerinin tahliyesini sağlayacak bir yasal düzenleme yapılabilir. Ama bu zayıf bir ihtimal... Sayın Kılıçdaroğlu'nun "AK Parti bize rağmen komisyon kurma sürecine girerse biz de genel kurula çıkar konuşuruz" açıklaması yanlışlıklarla dolu bir değerlendirme. Meclis iç tüzüğüne göre CHP olmadan komisyonlar kurulur ve çalıştırılır. Bu anayasayı ihlal değildir. Fakat onlar yemin etmeden genel kurula çıkıp konuşurlarsa bu anayasayı ihlal olur. Ayrıca yargı çevreleri Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma hakkını kullanmasın' teklifinin tahliyeleri sağlayamayacağını söylüyorlar. Kılıçdaroğlu, "Biz bu ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğü mücadelesi veriyoruz" demiş. Hukukun üstünlüğüne inanıyorsanız verdiği karara da saygılı olun. Savcının iddiasına göre demokrasinin çanına ot tıkmak isteyenleri milletvekili adayı yapmak demokrasi mücadelesi veren bir anlayışa yakışıyor mu?