"Sonra bakarız" olmaz...

A -
A +
Hep birlikte 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlayacağız. Bu akşam tarihimizde ilk kez milletin oyları ile seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet'in kuruluş yıl dönümünde Çankaya Köşkü'nün dışında, yeni Türkiye'nin inşa edileceği devlet başkanının yeni yerleşkesinde cumhurla bu bayramın coşkusunu paylaşacak. Cumhura bu yeni mekanda ev sahipliği yapacak.
Okuyucularım hatırlarlar, ben Köşk seçimlerinden hemen sonra Sayın Cumhurbaşkanı'na hitaben bir köşe yazısı yazmış ve "Sayın Cumhurbaşkanı, lütfen Çankaya'yı terk edin. Orayı kullanmayın. Orayı müze ve park yaptırın. Orası eski Türkiye'yi temsil ediyor. O soğuk binanın duvarlarında darbecilerin ruhu dolaşıyor" demiştim. Nitekim daha sonra Sayın Cumhurbaşkanının Beşevler'de AOÇ içinde yapılan yeni yerleşkeyi kullanmaya karar verdiği ortaya çıktı. Çok sevindim. Bu adımın ilk uygulamasını bu akşam yaşayacağım için mutluyum. Gazi Mustafa Kemal'in, rahmetli Özal'ın ve son olarak Sayın Gül'ün dönemleri hariç Köşk hep darbelerin planlandığı, millet iradesine çerçeve çizildiği ve bu iradenin bürokratik elit karşısında frenlendiği bir yer oldu.
21'inci yüzyılda Başkent'in merkezinde kalmış olan bu mekanda hâlâ 1930'lardaki gibi arpa yetiştirmek komiktir. Devlet Başkanlığı Köşkü bir devletin dış dünyaya karşı önemli bir sembolüdür. Hem Etimesgut Askerî Havaalanı'na hem çevre yollarına yakınlığı önemli bir avantajdır. Diğer yandan yeşil alan içinde yer alması önemlidir. Ayrıca, güvenliğini sağlamak daha kolaydır.
Cumhurun kol kola girip bayram kutlayacağı bir akşamda muhalefet liderlerinin resepsiyona katılmama kararları makul ve mantıklı değildir. Kemal Bey'i anlıyorum ama Bahçeli'nin bu tavrını anlayamadım. Kılıçdaroğlu'nun "Oraya giden kirlenir" şeklindeki saçma sapan mesajını tam tersinden okuyorum. Ben asıl Çankaya'da rahat edemiyordum. Bu yerleşke Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ait. Bugün Sayın Erdoğan, yarın bir başkası kullanacak. Siyaseten kıskançlık başka bir şey, devletin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanını ve hele hele Cumhuriyet resepsiyonunu protesto etmek başka bir şey. Ama emin olun yokluğunuz çok belli olmayacak.
Nihayet beklenen oluyor. Yazıyı kaleme aldığım saatlerde 161 peşmerge ile Özgür Suriye Ordusu'na ait 150 personelin 24 saat içinde Kobani'ye geçeceği haberini aldık. Nihayet PYD, Özgür Suriye Ordusu ile iş birliğine 'evet' demek durumunda kaldı. Daha önceden PYD, Esad'la iş birliği yapmasaydı, ÖSO ile birlikte hareket etseydi, Kobani bugün bu duruma gelmezdi. Kobani konusunda, IŞİD'le mücadele konusunda Türkiye'ye baskı yapan aktörler, tüm hamleleri ve tüm senaryoyu ortaya koymadan ve Türkiye ile paylaşmadan Türkiye tek başına hareket etmeyecek. Evet, IŞİD'i bitirelim, peki sonrası? 'Sonra bakarız' olmaz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.