AK Parti iktidara geldiği 2002 yılından bu yana, Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Fonu aracılığı ile yoksul kesimlere bütçeden kaynak aktarıyor. Bu partinin hem Kasım 2002, hem de 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesinde halka sunduğu seçim programında 'Yoksullukla Mücadele' başlığı altında bu vaatler var. İktidar partisi de 2002'den başlayarak bugüne kadar her yıl artan bir oranda çeşitli yöntemlerle yoksul kesimlere bütçeden pay aktarmış. Burada amaç, "Sosyal Devlet" ilkesi gereği, yoksul kesimleri ekonomik yönden desteklemek. Kömür yardımı, gıda yardımı, eğitim yardımı, sağlık yardımı, meslek edindirme ve proje yardımları, iş kurma yardımları gibi birçok alanda yoksul kesimlere destek veriliyor. Başta Başbakan olmak üzere, bu kadro bu işi yeni yapmıyor. Bu insanlar belediye başkanı iken de yerel yönetimlerin imkânlarının elverdiği ölçüde bu yardımları yapıyorlardı. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Ankara Büyükşehir Belediyesi son 10-15 yıldır bu tür sosyal projeleri geliştirerek uyguluyorlar. Yani bu uygulama bugünün işi değil. "Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir" anlayışının yönetim biçimlerine yansımasının doğal sonucu bu. Son bir aydır hangi televizyon kanalını açsanız, ana haberlerde fakir-fukaraya yapılan gıda-kömür gibi yardımları yerden yere vuran, çeşitli nedenlerle yardım alamamış vatandaşların figüran olarak kullanıldığı zorlama haberlerle karşılaşıyorsunuz. Neymiş, seçim rüşveti imiş... Valilikler belediye araçlarıyla kömür dağıtıyormuş... Toplumda sadaka kültürü oluşturuluyormuş... Bazı fırsatçılar aldığı kömürü satıyormuş... Bir aydır bıktık artık bu kasıtlı ve sistemli haberlerden. 2002 yılından bu yana hem hükümet, hem de AK Partili Belediyeler her yıl kış öncesinde düzenli olarak fakir ailelere kömür dağıtıyorlar. Bu, bugünün işi değil. İyi araştırın dağıtılan kömürün miktarında da artış yok. Ama sizin kameralarınız 6 yıldır devam eden bir faaliyeti, ancak seçimlere 3 ay kala görme ihtiyacı hissediyorsa günah kimin? Efendim, Başbakanlıktan gönderilen yardımların üzerinde bu yardımların nereden geldiği yazılı. Valilikler belediyelerin araç ve gereçlerinden istifade ederek, bu dağıtımı aynı tip yardımları yapan Belediyelerle koordinasyon içinde yapıyorsa, yanlış bunun neresinde? Aksi takdirde belki aynı aileye hem valilik hem de belediye birbirinden habersiz yardım yapacak. Vatandaşımız oyunu, inanmadığı-güvenmediği halde iki torba kömür için satacak mı? Bu yaklaşım Türk vatandaşına hakarettir. Bazı fırsatçılar bu hayırlı işleri istismar ediyor diye fakire yardımdan vaz mı geçeceğiz? Yeter artık bıktık bu kasıtlı-düzmece haberlerden. İnsanlar balık tutmayı öğrenene kadar aç mı kalacaklar?