Takvim gün ışığına çıkıyor

A -
A +

Avrupa Birliği hedefinde son kırk yıldır kat ettiğimiz mesafenin mühim bir bölümünün geçtiğimiz bir iki yıl içinde gerçekleştiği gün gibi ortada. Hükümetimiz ve meclisimiz AB hedefi konusundaki kararlı ve samimi tavrını defalarca ispatladı ve önceki dönemlerde bir benzerine rastlanmayan bir hızla yapılması gerekenleri yürürlüğe soktu. Yol haritasında hedefe hiç bugünkü kadar yakın olmamıştık. Nitekim Avrupalı eski başbakan ve bakanlarla öğretim üyelerinin oluşturduğu Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun geçtiğimiz günlerde açıklanan raporunda yer alan "Birliğe kabul edilmek Türkiye'nin her açıdan hakkıdır" tespiti de bunun teyidi değil mi zaten. "Müzakerelere başlanması şarttır" diyen akil adamlar aklın yolunun bir olduğunu gösterdi. Ancak bütün bu müspet gelişmeler bizi rehavete sürüklemesin. Hedefe yakın olduğumuz kadar küçük bir hata ile karavana geçmeye ihtimalinin arttığını da aklımızdan çıkarmamalıyız. İlerleme raporunun açıklanmasının arifesinde AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in Türkiye'ye gelişi de bu açıdan çok önemli. Türkiye, eline geçirdiği fırsatın ve hata yapma lüksünün olmadığının her an farkında olmalı. Basiretli davranmalıyız İlerleme raporunun açıklanacağı 6 Ekim ve bu raporun değerlendirileceği AB zirvesinin yapılacağı 17 Aralık öncesinde hükümete büyük işler düşüyor. Biliyorsunuz TCK'da yapılacak değişikliğin ne kadar önemli olduğunu bu sütunda ifade ettim. 14 Eylül'de olağanüstü toplantı yapacak olan TBMM üyelerinin de bunun farkında olduğuna eminim. AB'ye uyum sürecinde sorumluluk hiç şüphesiz sadece TBMM'ye düşmüyor. Herkesin uyanık ve dinamik davranmasının şart olduğu günlerdeyiz. Yargının yapılanmasının "insan hakları"na ilişkin vurguların hayata geçirilmesinin ne kadar mühim olduğunu buradan tekrar etmeme zannediyorum ki gerek yoktur. AB'ye üye olma takviminin işlemeye başlaması bu bıçak sırtı günlerde herkesin basiretli davranması gerekiyor. Bizden istenen kriterleri büyük ölçüde yerine getirdik. Eksiklerimizi tamamlamamız ise an meselesi. Tabii bütün bu değişimi kâğıt üstünde bırakmamak, hayata geçirmek şartıyla. Belediye başkanı sınıfta kaldı Verheugen, Ankara ziyaretinin hemen ardından Diyarbakır'a geçerek 'önceliklerini" de ifade etmiş oldu. Biz yöre halkının kültürel ve sosyal haklarına sahip olmasını sonuna kadar savunuyoruz. Nitekim geçtiğimiz dönemde bu alanda çok önemli ilerlemeler kaydedildi. Ancak bölücü terör örgütünün faaliyetleriyle yöre halkının taleplerini birbirine karıştırmaya hiç kimsenin hakkı yok. Kuzey Osetya'da olanlar herkese, her kesime ders olmalı ve yılanın sokma sırasının bir gün kendilerine geleceğini kimse unutmamalı. Verheugen'in Diyarbakır'da bulunduğu gün şehirde PKK'nın şehit ettiği bir polis ve bekçinin cenazesi vardı. İmkânım olsaydı da şu soruyu sayın Gunter Verheugen'e yöneltebilseydim. Acaba sayın Verheugen, doğu ve güneydoğu için daha fazla şeyler isteyen DEHAP'lılara, Zana'ya ve Baydemir'e "Bu eylemi yapanlar kim, bunlarla ilişkiniz var mı, bunları kınıyor musunuz?" diye sorma zahmetinde bulundu mu? Sürekli barıştan, kardeşlikten söz eden bu kişilerin "barış" diye neyi kastettiklerini AB'li yetkililerin artık öğrenmesi lazım. Bunların barış diye tarif ettiği olgu "Apo'nun serbest bırakılması, Anayasaya ikili bir yapının sokulması (T.C. kurucu unsuru Kürtler-Türkler gibi), 30 bin insanı katleden örgütle T.C. devletinin ateşkes için masaya oturması ve teröristlere genel siyasi af." Onlar barış ve kardeşlik lafını her ağızlarına alışlarında PKK can yakıyor. Onlar da sıkılmadan bu eli kanlı örgütün siyasi temsilciliğini takiye yaparak sürdürmeye devam ediyorlar. Dilerim içinde bulunduğumuz kritik dönemeci çocuklarımıza, torunlarımıza anlatırken hedeflerimize ulaşmanın, sorumluluklarımızı yerine getirmenin; alnımızın ak olmasının verdiği huzurla konuşuruz. Son dakikada bir trafik kazasının kurbanı olmamak için dikkatimizi AB'ye üye olma hedefine kilitleyelim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.