Cumhurbaşkanı sayın Gül ile Erivan seyahati için 13:20'de Esenboğa'dan havalandık. Heyette yerli basının yanı sıra beş yabancı basın kuruluşunun temsilcisi de vardı. Resmi heyet daha çok diplomasi kökenli bürokratlardan oluşmuştu. Sayın Gül önce yabancı basına sonra da bize mülakat verdi. O mülakatı bugünkü gazetelerde okuyabilirsiniz. Sayın Cumhurbaşkanı'nı geziden son derece umutlu ve verdiği karardan memnun gördüm. Erivan Havaalanı'na iki Ermenistan helikopterinin korumasında 14:50'de indik. Alanda sıcak bir karşılama oldu. Ancak konvoyun takip ettiği güzergahta yolun her iki kenarında geziyi protesto eden aşırı milliyetçi protestocularla karşılaştık. "Türkiye soykırımı tanı" pankartlarıyla 100-150 kişilik gruplar halinde medeni ölçüler içinde protesto ediyorlardı bizi. Ermenistanlı yetkililer sayıları bin 500-2 bini geçmeyen bu grubun günlerdir bu protesto için hazırlandığını belirttiler. Halkta olumsuz bir tepki yoktu. Geziye ilgi büyüktü. Ermenistanlı bir gazeteci tarihî bir gün olması nedeniyle bugün evlenenlerin sayısında patlama olduğunu söyledi. Türk milli takımının geldiği otele geldik ve maç saatini bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı otelden ayrılarak resmi temaslarına başladı. 12 yıl önce geldiğim Erivan'da çok fazla bir değişim ve gelişme görmedim. Sayın Gül Cumhurbaşkanı seçildiğinde, Sayın Cumhurbaşkanı'nın "Türkiye'nin dış ilişkilerinde aktif bir tutum izleyeceğini" yazmıştım. Birçok eleştiriye rağmen bu geziyle ilgili verdiği kararı cesurca buluyorum. "Cesur olmak gerekiyor. Önümüze bir problem geldiğinde acaba ben bundan bir zarar görür müyüm, diye problemi halının altına süpürelim demeyeceğim. Sonuna kadar ilgileneceğim" diyen Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye'nin herkesten bağımsız olarak bölgesinde proaktif bir dış politika izlemesi gereğine inanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı bu geziyle Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin geliştirilmesi ve bu ilişkileri engelleyen sorunların çözümü için uygun bir iklim ve ortam oluşturmayı hedefliyor. "İyi bir iklim iyi şeylerin yeşermesine sebep olur" diye düşünüyor. "Gerisi diplomatların ve hükümetlerin işi" diyor. Cumhurbaşkanı uçaktaki sohbette gezi kararını çok önceden verdiğini ve kimsenin baskısıyla hareket etmediğini belirtiyor. Cumhurbaşkanı Gül, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ı 14 Ekimde Türkiye'de oynanacak Türkiye-Ermenistan rövanş maçına davet edecek. Bunu da uçakta bizlerle yaptığı sohbette açıkladı. Kanaatimce bu maç vesilesiyle barışa şans tanımak akıllıca bir iş oldu. Tarihte ilk kez, bir Türk Cumhurbaşkanı Ermenistan'a ayak basıyor. Gerçekten de bugün tarihî bir gün. Ermenistan yönetiminde son ekonomik, siyasi ve diplomatik gelişmelerin de zorlamasıyla Ankara'ya yeni bir bakış var. Futbol bu bakışın hayata geçirilmesine sebep olacak gibi. Futbol siyaset ve sınır tanımıyor. Bu olay Kafkaslar'da yeni bir dönemin kapısını aralayabilir. Yukarı Karabağ sorununu Rusya ve ABD yıllarca kullandı. Bu sorunu sürdürerek bir yandan Azerbaycan enerji kaynaklarını kullanırken, diğer yandan Ermenistan topraklarını askerî üs haline getirdi. Öte yandan Ermeni soykırım tasarısı yıllarca büyük devletlerin Türkiye'den istediklerini alabilme aracı olarak kullanıldı. Hem Türkiye hem Ermenistan hem de Azerbaycan artık bu gerçekleri anlamalı. Büyük güçlere kendilerini kullandırmaktan vazgeçip, sorunlarını çözmenin yollarını bulmalılar. Ermenistan dünyayla entegre olmak ve refahı yakalamak için Türkiye'ye, Türkiye de Orta Asya ve Kafkaslar'a uzanmak için Ermenistan'a muhtaç. Sayın Gül'ün ziyareti Kafkasya'nın geleceği için bölgenin istikrarı için bir dönüm noktası olacak. Ermenistan gezisiyle ilgili izlenimlerimizi aktarmaya yarın devam edeceğiz.