Tarım müzakereleri zorlu geçecek -1-

A -
A +

Türkiye'nin 17 Aralık'ta AB'den müzakere tarihi alması artık kaçınılmaz. Artık önemli olan; 2005'in ilk yarısı için AB'den müzakere tarihi almak ve ilerleme raporunda AB iç kamuoylarını tatmine yönelik olumsuzlukların rapordan çıkarılmasını sağlamak. Türkiye iktidarı-muhalefeti ve sivil toplum örgütleri ile birlikte 17 Aralık tarihine kitlenmeli, bu tarihe kadar AB kamuoylarını ve liderlerini raporda 'mevcut olumsuzluklar ve Türkiye ile ilgili önyargıların giderilmesi' için iknaya yönelik yoğun bir çaba sarfetmelidir. Müzakerelerin başlaması ile birlikte, Türkiye'nin AB'ye uyumunda en zor geçecek müzakereler herhalde tarım alanında olacak. AB mevzuatının nerdeyse yarısı tarım alanına ait. 1990'lı yıllara kadar tarımda kendi kendine yeten çok az ülkeden birisi olan Türkiye, bugün ithalatçı bir ülke konumunda. AB'nin tarımdan sorumlu komiseri Franz Fischler "Türkiye'nin tarım alanında AB kriterlerine uyabilmesi için 12 milyar euro kaynak aktarımına ihtiyaç var" diyor. Oysa bugün hükümetin tüm kaynaklarını zorlayarak tarım sektörüne yapabildiği destek 2.5 milyar dolar civarında. Uyum sürecinde tarıma AB fonlarından yapılacak destek son derece sınırlı olacak ve öngörülen değişikliklere asla yetmeyecek. Müzakere sürecinde sürecin kesintiye uğramasına veya uzamasına sebep olabilecek en önemli konu tarım. Verilere göre, AB nüfusunun yalnızca yüzde 6'sı tarımla uğraşırken, Türkiye'de nüfusun yüzde 35'i tarımdan geçiniyor. 7 milyon insan tarım alanında istihdam ediliyor. AB ülkelerinde tarımda istihdam edilen işçi sayısı toplam istihdamın yüzde 6'sı iken, Türkiye'de bu oran yüzde 39. AB ülkelerinde ortalama tarım işletmesi büyüklüğü 17.4 hektar iken Türkiye'de ortalama tarım işletmesi büyüklüğü 5.9 hektar. AB tarımının avantajları; tarımda çalışan nüfus az, verimlilik yüksek, tarıma sağlanan destekler fazla (60 milyar euro) ve tarım işletmeleri büyük (17.4 hektar). Bu sektörde Türkiye'nin dezavantajları ise; tarımsal nüfus oranı yüksek, (25 milyon) maliyetler yüksek, verimlilik düşük, sağlanan destekler yetersiz (2.5 milyar dolar) ortalama tarım işletmesi büyüklüğü küçük (5.9 hektar), AR-GE faaliyetleri yetersiz. AB ülkeleri ile tarım konusunda aramızda var olan uçuruma ilave başka olumsuzluklar da var. AB, bir taraftan tarımımızı AB standartlarına çıkarmamızı istiyor diğer taraftan IMF ve Dünya Bankası tarıma sağlanan sübvansiyonların tamamen kaldırılmasını talep ediyor. Bu üçlünün dışında altına imza koyduğumuz anlaşmalar gereği Dünya Ticaret Örgütü de Türkiye'nin tarım ürünleri ithalatına koyduğu gümrük duvarlarını kaldırmasını talep ediyor. Kısacası Türk Tarım Sektörü dörtlü kıskaç altında. AB'nin eleştirileri Tarım ve hayvancılık konusunda AB ilerleme raporunda dört önemli eleştiri var. Çiftçi kayıt sisteminin geliştirilmesi, hayvancılıkta kayıtlı hayvan ve hayvan sağlığı kayıtlarının tutulması isteniyor. Gıda üretiminin AB'nin sağlık ve hijyen standartlarına uygun yapılması talep ediliyor. Sektörde piyasa fiyatına müdahale edilmemesi ve işletme büyüklüklerinin arttırılması diğer talepler. Tarım alt yapısının yetersiz olması eleştirilen başka önemli bir konu. Yarın: Türkiye ne yapmalı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.