TBMM'nin dün 24. Dönem 2'nci yasama yılının açılışına katıldık. Ankara, dün çok güzel ve keyifli bir gün yaşadı. Başkentin hem meteorolojik havası, hem siyasi havası harikaydı. 12 Haziran 2011 seçimlerinde ilk kez veya yeniden seçilen milletvekilleri en şık kıyafetleriyle yeni yasama döneminin açılışına katıldılar. BDP'liler dahil, tutuklu vekiller hariç, bütün vekiller Meclis'teydi. TBMM adeta bayram yeri gibiydi. Gerginlik, tartışma yoktu. Suratlar asık değildi. Sayın Cumhurbaşkanı, ülkemizin temel sorunlarının çözümüne ilişkin uyarı ve önerilerini kapsayan harika bir konuşma yaptı. Sayın Cumhurbaşkanı'nın konuşmasını tüm vekiller ilgiyle izledi. Kısacası sivil siyasetin, demokrasi kültürünün ve TBMM'nin şanına yakışır güzel bir açılış oldu. Sayın Cumhurbaşkanı'nın konuşmasını müteakip BDP'lilerin sorun çıkarmadan yemin etmeleri, diğer güzel bir gelişmeydi. Kısacası her şey güzeldi. Ankara'da her şeyin bu kadar güzel gitmesi, bizim çok alışık olduğumuz bir durum değil. Hatta gazeteci arkadaşlarla Meclis'te "Hayırdır. Ne oluyor?" diye şakalaştık. Umarım tüm bu güzellikler, yasama yılı boyunca TBMM'de yaşanmaya devam eder. Umarım bu güzelliklerin sebebi, ulaştığımız demokratik olgunluğun yansımalarıdır. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasında; yeni anayasa ihtiyacı ve yeni anayasanın temel özellikleri, terörle mücadele, yargıyla ilgili yaşanan sorunlar, ekonomi ve uluslararası ilişkiler başlıkları altında, düşünce ve önerilerini sıraladı. Konuşmasının en büyük bölümünü yeni anayasaya ayırdı. Cumhurbaşkanı, seçimlerin bittiği günün ertesi sabahından itibaren Türkiye'nin en önemli gündem maddesinin yeni bir anayasa hazırlanması olduğunu belirtti. Bu tespit doğru. Her ne kadar terör sorunu yeni anayasa ihtiyacının önüne geçmiş gibi görünüyorsa da, terörün istismar ettiği Kürt sorununun çözümü de, yeni bir anayasa hazırlayıp uygulamaya koymaktan geçiyor. Cumhurbaşkanının da işaret ettiği gibi 1921-1924 Anayasalarından beri ilk defa sivil bir meclis anayasa yapacak. Diğer anayasalar demokrasinin askıya alındığı darbe dönemlerinde yapıldı. 1924'ten bu yana millet iradesini temsil eden bu Meclis, ilk kez sivil bir anayasa yapacak. Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasında yeni anayasanın hem özü, hem de hazırlanma biçimiyle ilgili düşüncelerini de dile getirdi: "Yeni anayasamız esnek ve özgürlükçü bir karaktere sahip olmalıdır. Yeni anayasada ölçü evrensel standartlar olmalıdır. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimizin temel ilkelerinden taviz vermeyen bir anayasa olmalıdır. Devletin, milletin hizmetinde olduğunu unutmayan bir anayasa olmalıdır. Hesap soran değil, aynı zamanda hesap veren devlet anlayışı anayasaya yansıtılmalıdır. Şeffaflık ve hesap verebilirlik vasıflarını taşıyan bir anayasa olmalıdır. Yeni anayasa fren ve denge sistemlerini içinde barındırmalıdır. Güçler ayrılığı, yargı erkinin bağımsızlığı, basın ve ifade özgürlüğü ilkelerini içermelidir..." İşte, sayın Cumhurbaşkanı'nın yeni anayasa için dikkat çektiği başlıklar bunlar. Terörle mücadele için demokrasimizi ilerletmemizin gereğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, "Devletin birliği ve bölünmez bütünlüğü temel siyasi perspektifimiz ve tartışmaya açık olmayan ilkemizdir" sözü ile bazı tartışmalara son noktaya koydu. Terörle mücadeleye ilişkin düşüncelerini ise, "Devletin bütünlüğüne ve milletin varlığına dönük saldırılar bir hak arayışı olarak sunulamaz. Terör, zerre kadar müsamaha gösterilmeyecek, yok edilmesi gereken bir beladır" sözleriyle dile getirdi. Kürt sorununun terörle değil demokrasiyle çözülebileceğine işaret etti. Hem sayın Cumhurbaşkanı'nın konuşmasını dinlediğimizde, hem de dün TBMM'deki resmi gördüğümüzde yeni anayasa ve hatta Kürt sorununun çözümü konusunda umutlandık...