Tek parti hükümeti

A -
A +

22 Temmuz'dan sonra nasıl bir siyasi tablo ortaya çıkacak? Şimdiden net olarak kestirmek mümkün değil. Birinci ihtimal üç partinin ve 20-25 bağımsızın Meclis'e girmesi. İkinci ihtimal iki partinin Meclis'e girmesi ve 20-25 bağımsız milletvekilinin seçilmesi. Üçüncü ihtimal ise 4 partinin Meclis'e bağımsızlarla birlikte girmesi. Şu anda AK Parti'nin 300 civarında (artı-eksi 10-20 olabilir) milletvekili ile tek başına iktidara gelmesi, CHP'nin yüzde 20-22 arasında, MHP'nin yüzde 11-14 arasında bir oy alması ve 20-25 bağımsız milletvekilinin seçilmesi en kuvvetli ihtimal gibi görünüyor. Nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın hepimiz o sonuca saygı duyacağız. Ancak ümit ediyorum ki, sandıktan tek parti iktidarı çıksın. Sandıktan koalisyon hükümetleri çıkmaması için dua ediyorum. İster CHP, ister MHP, ister DP ve ister AK Parti hangi parti gelecekse tek başına iktidara gelsin. Koalisyon olmasın, hiçbir parti başka bir parti ile koalisyon yapmak zorunda kalmasın. Benim gönlümden geçen AK Parti'nin, MHP'nin veya DP'nin tek başına iktidar olmasıdır. 60 yıllık siyasi tarihimize göz attığımızda ülkemizde koalisyon hükümetlerinin başarılı olmadığını, ülkeyi iyi yönetemediğini, yaşadığımız birçok ekonomik krizin koalisyon hükümetleri döneminde çıktığını görüyoruz. Bunun tam tersine güçlü tek başına iktidar olan siyasi partilerin (ister sağ- ister sol parti olsun) kurdukları hükümetlerin başarılı olduğunu, Türkiye'deki en önemli reformların - gelişmelerin tek parti iktidarlarında elde edildiğini görüyoruz. Vatandaşlarımız oylarını kullanırken bu durumu göz önünde bulundurmalı. Takım tutar gibi parti tutmamalıyız. Eğer CHP'nin tek başına iktidar olması halinde ülkeyi sıçratacağını düşünüyorsak, siyasi bağnazlığı bir kenara bırakıp oy vermeliyiz. Aynı şey MHP, DP ve AK Parti için de geçerli. Geçmişe bakın, koalisyon hükümetlerinin bu ülkeye kayıp yıllar yaşattığını göreceksiniz. Tabii ki, demokrasilerde koalisyonlar da vardır. Buna karşı çıkamayız. Ama maalesef bizim koalisyon kültürümüz yok. İki kardeşin ticari ortaklık bile zor yaptığı bir ülkeyiz, biz. Hiçbirimiz 2001 ekonomik krizini unutamayız. 1999'da çok iyi niyetlerle oluşturulmuş üçlü koalisyon döneminde bu krizi yaşadık. Her şeyimizi kaybettik. Türkiye'de herkes servetini yarı yarıya kaybetti. Milyonlarca insan işini kaybetti, yüz binlerce iş yerinin kapısına kilit vuruldu. Yatırımcılarımız Bulgaristan'a, Romanya'ya taşınmaya başladılar. Gecelik repo faizleri 7 bin 500'lere çıktı. 22 banka battı. 2002 Kasım'ında seçime gidildi ve AK Parti güçlü bir destekle tek başına iktidar oldu. Türkiye o günden bu yana 4 yıl üst üste yüzde 7.4 büyüme sağladı. Hem kişi başına milli gelir hem de toplam milli gelir yüzde yüz arttı. Enflasyon tek haneye indi. Faizler düştü. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları 15-20 kat arttı. AB projesinde önemli mesafe alındı. AK Parti altın mı, petrol mü buldu da tüm bunları yaptı ? Hayır. Tek parti iktidarı sihirli formülü birlikte getirdi. Neydi o sihirli formül ? "Güven ve istikrar" Tüm bu nedenlerle 22 Temmuz'da milletimiz tek parti iktidarını iş başına getirmeli. Yoksa yine 5 yılımızı kaybederiz. Kendi elimizle siyasi istikrarsızlığa sebep olmayalım. Hangi partiye oy verirseniz verin, o sizin vicdani meseleniz. Ama oy vereceğiniz partinin tek başına iktidar olup olamayacağına bakın. 22 Temmuz'dan sonra Türkiye istikrarsızlığa sürüklenirse bunun acısını maaşlı bürokratlar, cepleri dolu parti liderleri değil millet çeker. Karar sizin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.